Başka bir AK Parti

Artık pek kimseyi tanımıyorum. AK Parti milletvekili adaylarının tanıtıldığı salonda dolaşırken bunu fark ettim. 3 dönem uygulamasından sonra AK Parti'de eskiden beri tanıdığım son insanlar da artık orada değildi. Başka yüzler, başka isimler, başka bir profil vardı. Mevcut vekillerin 65'i listeye konmamış ve değiştirilmişti. Kendisi açısından radikal ama doğru bir karar aldı parti. Çünkü Pandemi döneminden beri dolaştığım her şehirde milletvekillerinden yoğun şikayet alıyordum vatandaştan. Üzerine ekonomik kriz, deprem derken vatandaşın tepkisi zirveye ulaşmıştı. Tüm bu olanların suçlusu milletvekilleri değildi tek başına ancak seçmenin faturayı sandıkta milletvekillerine keseceğini fark etti AK Parti. Bu öfkeyi bertaraf etmek için önce mevcutların büyük kısmını değiştirdi. BAKANLARDA RADİKAL DEĞİŞİM AK Parti yönetimi seçmenin parlamentodaki gazabını hafifletmek için ikinci adım olarak bakanlarını sahaya sürdü. Salonda bakanlarla karşılaştığımda milletvekili adayı olarak artık seçim bölgesine gitmeye hazırlandıklarını ve bu durumdan o kadar da mutlu olmadıklarını gördüm. 17 bakandan 15'i milletvekili listelerindeydi ve bu aynı zamanda çok yeni bir şeyin habercisi de olabilirdi. Meclis'te sandalye sayısı kritik bir dengede olursa bu bakanlar milletvekilliğinden istifa ettirilemez. Cumhurbaşkanı Erdoğan 20 yıllık iktidarı boyunca Bakanlar Kurulu'nda ve parti yönetiminde 30-40 oranında bir değişiklik yapardı. Eskilerin geleneği ve tecrübeyi yenilerine aşılamasını isterdi. Eğer 14 Mayıs'ta Meclis'te aritmetik aleyhine olursa, bu tüm bakanların milletvekili olarak kalacağı ve bu yepyeni bir kabine kurulacağı anlamına geliyor. 100'lük bir değişim bugüne kadar hiç görülmemiş bir değişim AK Parti'de. EROL OLÇOK'UN YERİ HALA DOLMADI Salonda volümü yüksek müzikleri dinlerken ve çeşitli yerlere asılmış kampanya sloganlarını okurken, aklıma AK Parti'nin kurulduğu günden beri kampanyalarını yapan Rahmetli Erol Olçok geldi hemen. Yerinin hala doldurulamadığını bir kez daha gördüm. Müzikler kötüydü, sloganları da etkisiz. Tanıtım filmleri uzun, didaktik ve heyecansızdı. Erdoğan'ı beklerden eski dönem kampanya müzikleri çaldığında salondakilerin coştuğunu, tempoyla müziğe eşlik ettiğini görüyordum. Yücel Arzen'in sözlerini yazıp bestelediği müziğin tanıtım metninin başlığı şuydu: "Yücel Arzen yeni bir Kuvayi Milliye marşı yazmıştır." Sözleri de Mehmet Akif, Necip Fazıl, Nazım Hikmet, İsmet Özel, Ahmet Arif, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal şiirlerinden ve Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nden alınmış. "Ey milletim umudunu yitirme Korkma tıkılma sakın Güneş doğdu üstümüze Dağlar bahar gül açmış Hadi kalk düştüğün o yerde" Ortaya karışık hale getirilmiş bu müziği, ne kimse aklında tutabilir ne de bu sözleri ezberleyip eşlik edebilir. Bu arada Yücel Arzen de milletvekili adayı olmuş. ESKİ HEYECAN YOKTU "Türkiye Yüzyılı için doğru adımlar. Doğru Adımlarla Yola devam. Yarın değil hemen şimdi Doğru Zaman doğru adam." Cumhurbaşkanı bu tür toplantılarda seçmeniyle interaktif iletişim kurmayı sever. Bunu da ya soru cevapla ya da sloganları ortak söyleyerek yapar. Bu konuşmada epey uğraştı ama yeni sloganları salondakilerle birlikte atamadı bir türlü. Sonunda "Salondan ses gelmiyor" diye şikayet etti. Suç salondakilerden ziyade sloganlardaydı aslında. Nitekim her zaman kullandığı eski sloganları söylediğinde salon hemen iştirak etti. Salonda şehirlerden getirilen ve konuşmaları dinlemeden sürekli tezahürat yapan genç partilileri saymazsak, eski heyecanı gördüğümü söyleyemem. İnsanlar eskiden olduğu gibi, seçimi bir bayram gibi görüp heyecanla salona gelmiyordu. Büyük kısmı görev gördüğü için oradaydı sanki. 20 yıldır belki de yüzlerce bu tür toplantılar yapmış AK Parti'nin, hala insanlarda enerji yaratması ve mobilize edebilmesi başarı sayılabilir yine de. SEÇİM VAATLERİ