Ankette durduğu gibi olmayabilir

Siyaseti anketler ve sosyal medya üzerinden okuyanların geçmişte vahim bir şekilde yanıldığını gördük hepimiz. Bu sefer yanılma payları çok daha yüksek. Zira yarışta adaylardan biri belli değil. Bu da sonuçları doğrudan etkiliyor. RAKİP KESİNLEŞMEDEN TAHMİN TUTMAZ Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karşısına çıkacak rakip ya da rakipler belli değil henüz. Tüm anketler varsayım olarak karşısına bir rakip oturtup öyle seçmene soruyor. Senaryolar yine bu varsayıma göre yapılıyor. Adaylığı kesinleşmemiş hiçbir isim, seçmende net bir kanaat oluşturmaz. Bu yüzden şu ana kadar yapılan anketlere kesin gözüyle bakmak bana doğru gelmiyor. ADAY KANTARA ÇIKMADAN AĞIRLIĞI BİLİNMEZ Erdoğan'ın karşısına çıkacak isimler kesin adaylıklarını açıkladıklarında işte o zaman seçmen kantarına çıkacak. Ekranlarda boy gösterecek, gazetecilerin sorularını yanıtlayacak, sıkıştırılacak, baskı altında kalacak, projelerini açıklayacak, seçmenle aday olarak temas kuracak ve gerçek ağırlığı o zaman anlaşılacak. Bunun birkaç tipik örneği var. Ali Babacan'ın parti kurmadan önce kamuoyunda kendisine gösterilen ilgi ile parti kurduktan sonra gördüğü ilgi arasında fark var. Muharrem İnce'nin CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olarak aldığı 31 oy ile kendi partisini kurduktan sonra anketlerde aldığı oy arasında uçurum var. Yine Ahmet Davutoğlu'nun Başbakan olarak aldığı 49.5 oy ile partisini kurduktan sonra anketlerde aldığı oylarda da büyük fark var. Demek ki bir ismin partisiyle ilişkisi, kişisel özgül ağırlığı, ekibi ve kamuoyuna lider olarak verdiği mesajlar siyasetteki ağırlığını belirliyor. Tersi örnek ise Meral Akşener. MHP'den ayrılıp parti kurmaya karar verdiğinde ona pek şans tanımayanlar, 15'lere çıkan oyları karşısında şaşırmıştır. Galiba son 20 yılda partisinden ayrılıp bu oy oranını yakalayan tek isim Akşener. Unutmayalım seçmen netlik ister, varsayımlar üzerine çok karar vermez. MANSUR YAVAŞ, İMAMOĞLU VE KILIÇDAROĞLU Mansur Yavaş'ın popülaritesi yüksek. Ancak bu gerçek bir veri midir emin değilim. Az konuşması, az görülmesi, kavgalardan, polemiklerden uzak durması ona olan ilgiyi arttırıyor. Bu aynı zamanda tanınmadığını da gösteriyor. Ancak aday olduğunda kaynar kazana girmiş olacak. Ekranlarda onu sorularıyla sıkıştıracak gazetecilerin, sahada ona laf atacak seçmenlerin, en kritik konularda (mesela Kürt sorunu) vereceği cevaplar ve yüksek