20 yıllık hikaye

Kim ne derse desin, AK Parti'nin 20 yıllık serüveni büyük bir hikayedir. Kimseye nasip olmayacak kadar uzun, meşakkatli, inişli çıkışlı, zaferlerle dolu, şaşırtıcı ve aynı zamanda çelişkiler barındıran yapısıyla, özel bir yer edindi siyasi tarihimizde şimdiden. Recep Tayyip Erdoğan'ın kişisel serüveni de aynıdır. Cumhuriyet tarihinde 20 yıl kesintisiz iktidarda kalan başka bir siyasetçi yoktur sanırım. Sadece uzun tarih açısından değil, AK Parti ve Erdoğan yaptıkları, değiştirdikleri, yenilikleri, reformları ve tabuları yıkması açısından da siyasi tarihte önemli bir yer işgal edecektir. 2O YILIN HİKAYESİNİ YAZMAK Bu 20 yılın hikayesini henüz her yönüyle yazan olmadı. Ya tamamı övgülerle dolu bir güzelleme ya da yergilerle dolu karalama şeklinde kitaplar doldurdu piyasayı. Oysa siyaset sosyolojisi, siyaset felsefesi ve siyasi tarih açısından üzerinde çok durmaya değer bir hikayedir. Hikayeyi ilk yazmaya başlayanlar arasında yer alan, gidişata etki eden birçok ismin anılarını kaleme alması gerekir aslında. Bazıları bunu yapıyor, biliyorum. Henüz yayınlamadılar. Bir kısmına da sanırım 20 yıllık süre kısa gelmiş olsa gerek, "henüz erken" diyenler var. Oysa AK Parti'nin kurucu kadrolarının, önemli aktörlerinin, siyaset yapıcılarının yazacakları anılar, sonradan bilimsel çalışmalara önemli katkılar sağlayacaktır. HİKAYENİN BAŞIYLA SONU ARASINDAKİ FARK Bugün, yani kuruluşundan 20 yıl sonra, bu aktörlerin büyük bir kısmında karmaşık duygular, çatışan fikirler ve derin iç geçirmeler yaşanıyor. Büyük idealler, hayaller ve coşkun duygularla başlayan hikayenin son kısmı, bu insanların bir kısmında hayal kırıklığı yarattı. Devrim yaptıysa AK Parti, devrimlerin değişmez kurallarından biri olan "çocuklarını yeme" kısmı da gerçekleşmiş durumda. Kurucu kadroların, ilk on yılın, yani altın yılların taşıyıcı kolonlarını, zihinsel gücünü oluşturan ekibin çoğu yok artık bu hikaye yazımında. İşte bu insanlar karmaşık ve buruk duygular içerisinde. Sonradan AK Parti'ye katılan ve bugün siyaseti, devleti yöneten insanların, o büyük hikayeyi başka türlü yazdığı görülüyor. BÜYÜK HAYALLERİN SONU Tüm dünyada etki yaratacak bir ütopyadan, ülke sınırlarında sıkışmış dar politik hedeflere evrildi hikaye sanki. Yüz yıllık bir beklemenin sonunda, tüm çilelerin nihayetinde, tüm acıların ardında Türkiye'ye, Müslüman dünyasına,