Sinan Ateş ve o dosyalar

Katledilmesinin arka planına dair tartışmalar hâlâ devam eden Sinan Ateş'in, "Ben de ölümle tehdit ediliyorum" diyen eşi Ayşe Hanımın, katıldığı bir TV programında, 15 Temmuz sonrası Mecliste kurulan F... komisyonu ile ilgili söylediği sözler medyada pek fazla yer bulamasa da sosyal medyada hararetli bir gündem oluşturdu:

"Komisyonun başında (MHP Genel Sekreteri) İsmet Büyükataman vardı. Ancak fiili olarak Sinan yapıyordu işleri. On binlerce kişinin dosyası 'Biz F...'cü değiliz, Ülkücüyüz' gibi sözlerle Sinan'a geliyordu. O da ilgili kişileri araştırıp, illerindeki tanınmış kişilere sorup, F...'cü olup olmadıklarına ilişkin hazırladığı raporu komisyona sunuyordu."

Komisyonun da o raporu dönemin Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'e ilettiği belirtiliyor. Onun savcılara mı, mahkemelere mi, OHAL Komisyonuna mı, yoksa hepsine birden mi intikal ettirdiği ise şu aşamada meçhulümüz.

Ama yapılanlar ve neticeleri ortada.

Ayşe Ateş'in ifşaatı hem F... suçlaması üzerinden hazırlanan tasfiye-kıyım listelerinde MHP'nin üstlendiği aktif rolü deşifre ediyor, hem de sonraki safahata ışık tutuyor.

Tek başına bu sözler bile sürecin nasıl işlediğini gözler önüne sermeye yeter. Demek ki bütün o tasfiye listeleri ve onlara bina edilen ihraçlar, soruşturmalar, tutuklamalar, yargılamalar, mahkûmiyetler böyle bir mekanizmanın neticesiymiş.

Avukat Lale Demirkaya da geçen Ocak'ta BAVDER'in düzenlediği "AİHM kararları ve hukuk devleti" panelindeki konuşmasında bu mekanizmanın diğer bir ayağından bahsetmişti.

2013-14 yıllarında avukatlığını üstlendiği bazı Ergenekon hükümlülerinin, o tarihlerde hapisteyken yoğun bir yazışma içinde olduklarını söyledikleri Erdoğan'la "Anlaştık ve kısa sürede çıkacağız" dediklerini belirten Demirkaya, bu kişilerin 2014 Mart'ında çıkarılan bir yasayla gerçekten serbest bırakıldıklarını anlatmıştı.