Üniversitelerdeki 20 Temmuz tasfiyesi
27 Mayıs'ın çok tartışılan tasarruflarından biri, 147 öğretim üyesini üniversiteden ihraç etmesiydi. O ihraçlarla 20 Temmuz tasfiyelerini kıyaslayınca hayli çarpıcı farklılıklar görüyoruz.
Bir defa sayılardaki uçurum: O zaman 147, şimdi 6000'e yakın. Üniversiteleri kapatıldığı için işsiz kalan akademisyenler ayrı. Ve tutuklanıp hâlâ içeride olanlar var.
27 Mayıs listesiyle Ali Fuat Başgil, Tarık Zafer Tunaya, İsmet Giritli gibi dünya görüşleri çok farklı isimlerin tasfiyesine, darbeden yana tavır almış olan İÜ Rektörü Sıddık Sami Onar bile tepki göstermişti.
Şimdi derin bir sessizlik ve tepkisizlik var. Daha acısı ise tasfiye listelerinin muhbir üniversite mensuplarınca hazırlanması.
27 Mayıs'ta ihraç edilenlerin özlük haklarına dokunulmamıştı. 20 Temmuz tasfiyelerinde maaşlar, sağlık hizmetlerinden yararlanma ve emeklilik hakları, ikramiyeler ve pasaportlar... tamamı gasp edildi.
Bu yüzden, anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu gibi KHK'zedeler, yurtdışı üniversitelerden davet aldıkları halde pasaportları olmadığı için gidemezken, Fatma Bostan Ünsal gibi isimler aynı sebeple hac farizasını dahi yerine getiremediler.
İslâm Bilim tarihçisi Prof. Dr. Fuat Sezgin de 27 Mayıs'ın tasfiye listesinde yer alan isimlerden biriydi.
Eğer 20 Temmuz anaforuna yakalanmış olsaydı, Fuat Hoca Almanya'ya gidemeyecek; dünya çapında ses getiren muazzam çalışmalarını gerçekleştiremeyecekti.