Şahs-ı manevînin dua ve desteğiyle

Bundan 22 yıl önce bugünlerde Kutlular Ağabey 17 Ağustos depremine "ilahî ikaz" dediği için hapisteydi.

Daha doğrusu hapis müddetinin son günlerindeydi. O dönemde bu hukuksuz infaza karşı her koldan yaptığımız mücadele neticesini vermek üzereydi. Manşet ve yazılarımızla konuyu sürekli gündemde tutmuştuk. Öyle ki, gayretlerimiz AB'nin Türkiye için hazırladığı ilerleme raporu ile ABD Dışişleri Bakanlığının yıllık insan hakları raporunda da makes bulmuştu.

Sonuçta, 28 Şubat sürecinin tazyikiyle verilen hukuksuz cezanın dayanağı olan TCK'nın 312. maddesi değiştirildi. Kutlular Ağabeyin bırakılması için yasal zemin hazırlandı ve hem kuruluş yıldönümümüzün, hem de Kurban Bayramının arefesinde tahliye gerçekleşti.

Böylece 2002 Şubat'ında üç bayramın sevincini bir arada yaşadık: Kutlular Ağabeyin, haksızlığı sonradan AİHM'in verdiği ihlal kararıyla da tescil edilen bir ceza ile 276 gün içeride tutulduktan sonra hürriyetine kavuşup tekrar aramıza ve hizmetinin başına dönmesinin, 33. kuruluş yıldönümümüzün ve Kurban Bayramının sevinçleri.

Yeni Asya tarihindeki unutulmaz mutluluk anlarından birini de 2016 Ocak'ının sonuna doğru, Risale-i Nur'a uygulanan 666 günlük bandrol ve devlet tekeli hukuksuzluğuna karşı yine şahs-ı manevî olarak hep birlikte verdiğimiz müthiş hukuk mücadelesinin zaferle sonuçlandığı gün yaşadık.

Ve 55. yılımıza girmeye hazırlandığımız bugünlerde, beş yıldır devam eden malûm davadaki beraat kararının mutluluğunu yaşıyor ve paylaşıyoruz. Mi'rac'ı geride bırakıp Berat Gecesine doğru ilerlediğimiz, Şaban ayının bu mübarek günlerinde verilen karar, Berat manasına tevafuku cihetiyle de çok manidar ve ferahlatıcı bir müjde oldu.