TL'den sıfır atmakla övünen AKP, tek adam rejiminde 5 TL'yi bozuk para yapıp 500 TL'lik banknotları tedavüle koyarak ülkeyi yeniden eski günlere döndürme yolunda hızla ilerlerken, paranın alım gücündeki düşüş ve bir türlü sonu gelmeyen anormal fiyat artışları, bilhassa asgarî ücretlileri ve emeklileri giderek daha da derinleşen bir fakirliğe sürüklüyor.
Asgarî ücretin çoğu çalışanlar için "normal ücret" haline getirildiği bir düzende, arttırılmış haliyle dahi Avrupa ortalamasının çok altında kalan ücrete yapılan artışlar kısa zamanda eriyor ve açlık sınırının gerisine düşüyor.
Asgarî ücretin de altındaki emekli maaşları ise ömürleri boyunca çalışıp hayatlarının son deminde biraz olsun rahat yüzü görme hayali kuran yaşlıları, insanca bir hayat için gerekli standartların çok altında kalan şartlarda ağırlaşan bir geçim sıkıntısı ile kıvrandırıyor.
Çalışanı ve emeklisiyle bu durumda olan aileler tasarruf edip bir köşeye üç-beş kuruş koyabilmek şöyle dursun, ellerine geçen parayla ay sonunu bile getiremiyorlar. Kirasıyla, mutfağıyla, faturalarıyla en asgarî harcamalarını dahi denkleştiremiyorlar.
Kredi kartı borçlarının asgarîsini ödeyip, kalanını, ödenmedikçe büyüyen faiz yüküyle daha da ağırlaştırmaları bunun sonucu. Ve bu durum dönem dönem sürekli tekrarlanıyor.
Biraz parası olanlar ise faize, dövize, altına, borsaya... yatırıyor. Çoğunluk için öncelikli hedef parasının değerini korumak ve olabildiği ölçüde de "kazanmak." Ama bilhassa faizin haramlığına ilaveten, piyasaların çok belirsiz ve oynak olduğu bir ortamda risk ve tuzaklarla dolu alanlar bunlar.