Mandela'nın ülkesine helal olsun
Uluslararası ceza hukuku uzmanı Sarah Leah Whitson'ın, İsrail'in Gazze'de aylardır inatla devam ettirdiği soykırımla ilgili değerlendirmesini "Türkiye İsrail'e neden soykırım davası açmıyor" başlığıyla 20 Aralık'ta köşemize taşımıştık. Kerem Gülay da aynı konuda ÖFG TV'de şunları söylemiş:
"İsrail'e karşı uluslararası hukukta iki yol var. Biri; işlenen bu katliamlardan İsrail Başbakanı, Savunma Bakanı ve askerlerin yargılanması yönünde bir çalışma var. Uluslararası Ceza mahkemesinin bu yönde açtığı, eski tarihli bir soruşturması var. Bazı imkânsızlıklar ve siyasî öncelikler sebebiyle yavaş yürüyordu, fakat iki aydır hepimizin tanık olduğu ve infial uyandıran durum göz önüne alındığında savcılık soruşturmayı hızlandırdı. Savcı Kerim Han bölgeye ziyarette bulundu, Filistin'de mağdurlar ile buluştu.
"7 Ekim tarihli Hamas saldırısını da, sonrasında İsrail'in Gazze'deki tüm saldırılarını da Uluslararası Ceza Mahkemesi yargılıyor ve yargılayacak.
"İkinci yol: Uluslararası Ceza Mahkemesi yanında Hollanda'da, Lahey'de Uluslararası Adalet Divanı var. BM Soykırımın Önlenmesi Sözleşmesinin 9. maddesi uyarınca her devlet başka bir devlete karşı soykırım işlediği iddiası ile Adalet Divanına gidebilir. Bu yakın zamanlarda iki kere gerçekleşti. Gambiya bir Afrika ülkesi, Güneydoğu Asya'dan Myanmar'a karşı Rohingya soykırımı sebebiyle Adalet Divanına gitti. Rusya Ukrayna işgali sırasında 'Ben Ukrayna'yı işgal ediyorum, oradaki etnik Rusları koruyorum, çünkü Ukrayna bunlara karşı soykırım yapıyor' dedi. Ukrayna 'Ben soykırım yapmıyorum, mahkeme benim soykırım yapmadığımı tescil et' dedi. Bu iki örnekte soykırım yapıldığının ve yapılmadığının tesbitinin mahkemeden talep edilebileceğini görüyoruz. Her iki davaya da Adalet Divanı şu an bakıyor.