Kızılelma çetesi AKP'yi nasıl ele geçirdi

14 Mayıs seçimi için yapılan "tarihimizin en önemli ve kritik seçimlerinden biri" değerlendirmesinde herkes mutabık.Ama bunu söylerken muhalefetle iktidarın seslendirdikleri gerekçeler tamamen farklı. Muhalefet "Bu seçimde tek adam rejiminin devamını mı, yoksa demokrasiye dönüşü mü tercih edeceğiz" diyor ki, doğrusu da bu. İktidarın ise demokrasi gibi bir derdi yok. "Tarihimizin en kritik istiklal ve istikbal mücadelesini veriyoruz; beka söz konusu olduğunda diğer herşey teferruat" iddiasında. "Beka"dan kastı kendi iktidarının devamı. Oysa siyasî iktidarlar gelip geçicidir. Ülkenin kaderi bir partiye ve şahsa bağlanamaz. Ama bu iktidar öyle görüyor. Ona göre, iktidardan düştüğü takdirde ülke batacak! Ve kendi bekasını "Kızılelma" gibi sloganlarla da adeta "kutsallaştırma" gayretinde. Peki, patenti "ulusalcı" damara ait olan bu slogan AKP tarafından nasıl benimsendi Halbuki bu sloganla kurulan ittifak, ilk kez AKP'nin iktidara geldiği dönemde ona karşı ortaya atılmış ve 2011'de yeniden ısıtılmıştı. Sağın ve solun ulusalcılık ve Atatürkçülük ortak paydasında buluşan kesimleri, AKP iktidarına karşı bir koalisyon oluşturmuşlardı. Ergenekon-Balyoz kadrolarının üzerine gidildiği dönemde yoğunluk ve ivme kazanan bu gelişme, bu operasyonların fiyasko ile sonuçlanmasının ardından o kadroların da işe dahil olması neticesinde farklı bir şekil aldı. Gelinen noktada ise, hele o dönemlerde