Kılıçdaroğlu aradı

31 Mart seçiminden çıkan sonucu değerlendirdiğimiz Hayırlı olsun" başlıklı ilk yazımızda "CHP'nin öne çıkması, Kılıçdaroğlu'nun yıllara yayılan yoğun gayretleriyle partide gerçekleştirmeyi başardığı büyük değişimin yanı sıra yine onun çok büyük emek verdiği Millet İttifakı manasının seçmen kitlelerinde büyük ölçüde makes bulması sayesinde tahakkuk etti.

Bilhassa 2019'da bu ittifak sayesinde kazanılmış olan İstanbul ve Ankara'daki başarı, tabanda yine aynı ittifakın devamı neticesinde tekrarlandı ve sürdürüldü" demiştik.

Yazının çıktığı gün Kılıçdaroğlu arayıp teşekkürlerini bildirdi.

Biz de yazıda ifade ettiğimiz çerçevede kendisinin süreç boyunca ortaya koyduğu yaklaşıma ve katkılara Türkiye'nin büyük ihtiyacı olduğunu ve mutlaka devam etmesi gerektiğini söyledik.

Bu yöndeki gayretlerine aynı şekilde devam edeceğini belirtti.

Nazik ilgisi için teşekkür ediyor ve bütün karşı çıkmalara, tepkilere, direnişlere rağmen kararlı bir duruşla CHP'yi bu noktaya getiren yaklaşımının yeni parti yönetimi ve kadroları tarafından da geliştirilerek sürdürülmesi gerektiği noktasındaki kanaatimizi tekrarlıyoruz.

Başından beri her vesileyle ifade ettiğimiz gibi, Üstad Bediüzzaman'ın 1946'da dönemin CHP Genel Sekreteri Hilmi Uran'a yazdığı mektuptaki tavsiyeler çerçevesinde CHP'nin milletle ve değerleriyle barışık bir parti haline gelmesi hem kendisini rahatlatır ve önünü açar hem de genel siyasetin normalleşmesine çok büyük katkı sağlar.

Nitekim Kılıçdaroğlu'nun bu eksendeki açılımları; CHP'yi milletle ve değerleriyle kavgalı bir parti olmaktan çıkarması; başörtüsü, din eğitimi, Ayasofya gibi konularda partiyi eski laikçi tavrından uzaklaştırıp olumlu bir duruşa yöneltmesi; mütedeyyin kesimlerle samimi bir gönül bağı kurmak için gösterdiği yoğun gayretler; helalleşmeyi gündeme taşıması; Risale-i Nur'a devlet tekelinin kaldırılmasına yaptığı büyük katkı; Yeni Asya'nın gasp edilen haklarını savunması... bu anlamda son derece önemliydi.