Hayırlı olsun

Geçen sene Mayıs'ta yapılan milletvekili ve cumhurbaşkanı seçimlerinde sandıktan çıkması beklenen ve umulan sonuç yaklaşık bir yıl sonra, 31 Mart yerel seçiminde bazı yönleriyle tezahür etti.

AKP ve iktidar bloku ciddi bir oy kaybına uğradı. Muhalefette CHP AKP'yi de geride bırakan bir oy oranıyla öne çıktı.

Bu sonuçta özellikle ekonomideki gidişatın ve hayat pahalılığının emekliler başta olmak üzere dar gelirlilerde yol açtığı tepki birikiminin çok büyük bir payı var. Tek adam rejiminde uygulanan keyfî ve denetimsiz politikaların gelir dağılımını iyice bozması, devlette israf ve şatafat artarak devam ederken on milyonlarca insanın giderek ağırlaşan bir geçim sıkıntısı içinde kıvrandırılması sandıkta böyle bir "patlama"yı netice verdi.

Asgarî ücrete ve maaşlara yapılan zamların temel ihtiyaç kalemlerindeki fahiş fiyat artışlarına yetişememesi insanların canına tak ettirdi ve biriken tepkilerini iyice büyüttü.

Sonuçta iktidarın, kontrolündeki medyayı kullanarak sürdürdüğü tek taraflı propagandalar, "yerli ve millî uçak" övünmeleri, 70 milyon dolar harcayarak Ay'a "astronot" göndermesi, özellikle İstanbul'da 17 bakan artı cumhurbaşkanı ile tam saha yaptığı seçim çalışmaları, "Oy vermezseniz hizmet alamazsınız" tehditleri... sonuç vermedi; tam tersine geri tepti.

Filistin ve Gazze konusunda "mangalda kül bırakmayan" hamaset söylemlerine karşılık İsrail'le ticaretin artarak tamgaz devam ettirilmesi ile sergilenen derin çelişki ve samimiyetsizlik de sandıktan çıkan neticede çok etkili oldu.

Keza gerek KHK'lar, gerekse hukuksuz yargılama ve mahkûmiyetler başta olmak üzere hukuk ve adaleti ayaklar altına alarak sürdürülen keyfî uygulamaların yol açtığı ve biriktirdiği çok geniş çaplı mağduriyetler de.