Hakkın hatırını feda etmeyenler

''Hakkın hatırı âlîdir, hiçbir hatıra feda edilmez" düsturunu bir ömür boyu şiar edinen Üstad Bediüzzaman, Eşref Edib'e verdiği mülakatta şöyle demişti:

"Benim fıtratım zillet ve hakarete tahammül etmez. İzzet ve şehamet-i İslâmiye beni bu halde bulunmaktan men eder. Böyle bir vaziyete düşünce, karşımda kim olursa olsun, isterse en zalim cebbar, en hunhar bir düşman kumandanı olsa tezellül etmem (zillet göstermem). Zulmünü suratına çarparım."

Öyle de yaptı. 31 Mart sonrasında Hareket Ordusu komutanına ve Divan-ı Harb-i Örfîye eyvallah etmemesi, Rusya'da esarette iken Rus kumandana ayağa kalkmaması, İstanbul'daki İngiliz işgal komutanına karşı "Tükürün zalimlerin hayâsız yüzüne" diyerek verdiği mücadele ve Ankara'da M. Kemal'in itirazına verdiği sert cevap, bunun örneklerinden sadece birkaçı.

Tarihçe-i Hayatında okuduğumuz şu cümlelerde bu mana şöyle ifade ediliyor:

"Milyonlara hükmeden emsalsiz bir istibdad-ı mutlak, Bediüzzaman'ı hiçbir cihetten hiçbir vakit hükmü altına alamamış, bilakis zalim müstebitler ona mağlûp olmuşlardır. İslamın şeref ve haysiyetini en zalim ve hunhar hükümdarlar karşısında bile muhafaza etmiştir."

Önde gelen talebelerinden Zübeyir Gündüzalp'in şu sözleri de aynı gerçeğin altını çiziyor:

"Şu mealde bir hadis-i şerif var ki; 'Hakikî âlimler zalim hükümdarlara karşı hak ve hakikati pervasızca söyleyen âlimlerdir.' Biz ancak böyle bir allâmenin söz ve eserlerine itimad edebiliriz. Asrımızda bu hadis-i şerife mâsadak olan Risale-i Nur meydandadır."