Fitne ve tuzaklar tesanüdle aşılır

Nur hizmetinin ve Yeni Asya ekolünün mensupları olarak, yaşadığımız herşeyi Risale-i Nur ölçülerine göre olağanüstü titiz bir dikkat ve hassasiyetle gözden geçirip değerlendirme gayreti içindeyiz.

Artısıyla, eksisiyle herşeyi...

Hizmetteki müsbet gelişmeleri, manevî fütuhat hamlelerini, müjdeli haberleri, zaferleri de; kriz, sıkıntı ve olumsuzlukları da.

İçimizi ferahlatan müjdeler, ihlâs ve tesanüdü netice veren haklı şûrâların, "ben"leri "biz" havuzunda eritip dört elife 1111 kuvveti kazandıran sağlam bir tesanüd ve dayanışmanın, müfritane irtibatın neticeleri.

Ortada dolaşan ve özellikle sosyal medyada belli merkezlerce tedavüle sokulan silik söz, iftira ve karalamalara itibar etmeyen; ard niyetli iddiaların zihinlerde doğurması muhtemel istifhamları, doğrudan kaynağına sorup tahkik ederek gideren ve yine hizmete odaklanarak yola devam eden bir özenin eserleri.

Bu kadar şiddetli ters rüzgâr ve fırtınaların estiği bir zamanda Yeni Asya'nın istikametini hiç şaşırmadan ve yeni hizmet hamleleriyle yürüyüşünü sürdürmesi bunun bir tezahürü.

Maddî şart ve sebeplerle açıklanabilmesi hiçbir şekilde mümkün olmayan bu durumun manevî izahı Üstadın şu ifadelerinde:

"Velâyetin (evliyalığın) kerameti olduğu gibi, niyet-i hâlisanın (hâlis niyetin) dahi kerameti vardır. Samimiyetin dahi kerameti vardır. Bahusus (bilhassa) lillah için olan bir uhuvvet (kardeşlik) dairesindeki kardeşlerin içinde, ciddî, samimi tesanüdün (dayanışmanın) çok kerametleri olabilir." (Mektubat, s. 632)