Eğer...

Eğer 2002'den bu yana her seçim ve referandumda verilen halk desteğini 12 Eylül darbe anayasasını tamamen iptal ederek yerine evrensel standartlarda yeni ve demokratik bir anayasa ikame etmek için değerlendirmiş olsaydınız...

Siyasî Partiler ve Seçim Kanunları başta olmak üzere darbe ürünü mevzuatı değiştirerek, demokrasinin yerleşip gelişmesini sağlayacak bir işleyişin önünü açsaydınız...

Darbelerin getirdiği tek tipçi ve dayatmacı anlayışın her alandaki tezahürlerini tasfiye ederek, hak ve hürriyetler çerçevesinde çok sesli bir yapının zeminini oluştursaydınız...

Demokrasi ve millî irade kavramlarını sadece sizin gibi düşünen ve size destek veren kesimlerle tanımlamayıp, farklı düşünenleri de kapsayan ve kucaklayan bir yaklaşımla yorumlayabilmiş olsaydınız...

Medyadaki tekçi ve tekelci yapı ve işleyişi kendi iktidarınız lehine işleyen bir şekle çevirmek yerine, her fikrin özgürce ifade edilebildiği bir medyanın önünü açabilseydiniz...

Adalet ve hukuk üzerindeki ideolojik vesayet ve baskıları kaldırıp, yargının, inançlarımızın da gereği olan evrensel değerler ve vicdanî prensipler ekseninde bağımsız ve tarafsız çalışmasını sağlayabilseydiniz...

Darbelerle hesaplaşmayı konjonktürel rövanş hesaplarına değil, darbe zihniyetine geçit vermeyecek sağlamlıkta bir hukuk ve demokrasi inşa etme kararlılığına bina etseydiniz...

Halk desteğini, 30'ların şeflik sistemine yaptığınız atıflarla, zaten işlemez hale getirilen kuvvetler ayrılığını tümden berhava ederek ülkeyi tek adam rejimine götürmek için kullanma yanlışına sapmasaydınız...