Dört mezhepteki demokrasi prensipleri

Bediüzzaman, bir asrı aşkındır üzerinde çalışılıp içinin doldurulmasını bekleyen son derece önemli tesbitlerinden birini şöyle ifade ediyor:

"Hakaik-ı meşrutiyetin demokrasi prensiplerinin sarahaten açıkça ve zımnen örtülü olarak ve iznen müsaade edip onaylamak suretiyle dört mezhepten istihracı çıkarılması mümkün olduğunu dava ettim." (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 124).

Fıkıhtaki dört mezhebin içtihatlarını bu gözle tahlil eden bir çalışma hiç yapıldı mı

Bediüzzaman bu ifadesiyle Hanefî, Şafiî, Malikî ve Hanbelî fakihlerinin tarih boyunca ortaya koyduğu güçlü ve zengin birikimden hareketle özgün bir anayasa ve kamu hukuku geliştirilebileceğini, böylece "çağdaş hukuk"a da İslâm kaynaklı ciddî katkılar sunulabileceğini vurguluyor.

Sonuç alabilmek için, üniversite çapında köklü bilim kuruluşlarında nesiller boyunca devam etmesi gereken son derece önemli bir çalışma bu. Ama Said Nursî söylemiş ve orada kalmış. Sonra, o istikamette hiçbir adım atılmamış. Oysa başlatılabilmiş ve akabinde nesilden nesile devredilip geliştirilerek devam ettirilebilmiş olsaydı, bundan hem İslâm âlemi, hem bütün insanlık çok büyük istifade ve kazançlar sağlardı.

Bu çerçevede, ülkemizde ciddî gerilimlere sebep olan şer'î-laik hukuk ikilemi yaşanmaz; vahiy prensipleriyle akıl eksenli arayış ve açılımlar ortak zeminlerde buluşur; bunun getirdiği sentezler toplumun önüne yeni ufuk ve pencereler açabilirdi.