"Din de araçtır" diyen anlayış...

Erdoğan'ın demokrasiyi tramvaya benzetip araç olarak niteleyen sözleri çok tartışılmıştı.Siyasî serüveninde geldiği ve ülkeyi getirdiği yerin tek adam rejimi olması, bu sözün zihinlerde yol açtığı şüpheleri hiçbir tereddüde yer bırakmadan doğruladı. O zaman bu sözüyle asıl niyeti hakkında var olan şüpheleri güçlendiren Erdoğan, bilâhare bunları dağıtmak için "Demokrasi ve diğer sistemler gibi din de araçtır" diyerek farklı bir savrulma örneği daha sergilemişti. AKP liderine göre, onların hepsinin amacı insanın mutluluğu idi. Ama bu izahta da ciddî problemler vardı. Semavî bir hakikat olan dini arzî ve beşerî sistemlerle bir tutmak, başlı başına bir handikaptı. Din için sarf edilen "araç" ifadesinin, dini siyaset aracı olarak kullanmakla itham edilen bir gelenekten gelen bir siyaset adamından sâdır olması da. Burada, amaç olarak gösterilen "insanın mutluluğu" kavramının da iyi irdelenmesi gerekiyordu. Çünkü bizim inancımıza göre, gerçek mutluluk ancak Allah'a ve ahirete imanla mümkün. Ve asıl "saadet yurdu" ahirette kurulacak olan Cennet. Dünyadaki mutluluk da, bu iman ve şuur içinde yaşanacak ahirete endeksli bir hayatla kazanılabilir. İnsanı iki cihan saadetine ulaştıracak mesajlar, sadece dinde var. Beşerî sistemler kendi başlarına bunu temin edemez. Çünkü onların ufku bu kısa dünya hayatı ile sınırlı. Beşerî sistemlerin, bütün noksan ve kusurlarıyla birlikte ideale en yakını olan demokrasi dahi, dinin getirdiği manevî değerlerle içi doldurulamadığı