Çok şükür ki, Risale-i Nur hizmeti var...

Cumhuriyetin ilk yıllarında "Din elden gidiyor" gerekçesiyle başlatılan isyan girişimleri, devletten önce Bediüzzaman engeline takıldı.

İsyancıları "Kardeşi kardeşe kırdırmayın. Yapılacak tek birşey var: Millet irşad edilmelidir" diyerek uyaran Bediüzzaman'ın bu tavrı olmasaydı, tarih çok daha farklı şekillenirdi.

Aynı şekilde, ta Osmanlı zamanından itibaren Türklerle Kürtlere, yüzyıllardır sürdürdükleri ittihad ve ittifakı muhafaza etmelerini ısrarla telkin ve tavsiye eden Bediüzzaman'ın bu yöndeki samimî gayretleri olmasaydı, tahripkâr tesirleri bir miktar azalmış olsa da yer yer hâlâ devam eden "Türkçülük-Kürtçülük fitnesi"ni büyük ölçüde ve gerçek anlamda "etkisiz hale getirip" söndürebilmek bu kadar kolay olur muydu

Aynı şey, Alevî-Sünnî ayrımcılığını alevlendirmeye yönelik tahrikler için de geçerli değil mi Her türlü ârızî ayrılık gerekçesini geçersiz kılıp iptal ederek Alevîlerle Sünnîleri de ortak bir çizgide buluşmaya davet eden Bediüzzaman bu tavrıyla o tahrikleri de boşa çıkarmadı mı

Bu çerçevede bir diğer örnek, 28 Şubat'ta sahneye konulmak istenen "laik-antilaik çatışması"nda da yaşanmadı mı

Başörtüsü ve din eğitimi gibi en duyarlı konularda bile sergilenen taciz, tahrik ve baskıların getirdiği sıkıntılar, mücadelelerini tavizsiz bir kararlılıkla, ama müsbet ve yapıcı metodlarla yürüten Nur talebelerinin samimî çabalarıyla aşılmadı mı

Aynı şey, yaşadığımız süreçteki vahim hukuksuzluklar için de geçerli değil mi