Çıkış yolu

31 Mart yerel seçiminin ardından, seçimi önde bitiren anamuhalefet yetkilileri erken genel seçim için "Bizim şu anda öyle bir talebimiz olmaz, ama toplum isterse erken seçim olur" demişlerdi.

İlerleyen süreçte bir taraftan "yumuşama ve normalleşme" söylemleri eşliğinde karşılıklı ziyaret ve görüşmeler devam ederken, diğer taraftan erken seçim konusu da net ve vurgulu ifadelerle seslendirilmeye başlandı.

Özellikle iktidarın bir süreliğine gündemde tutar gibi yaptığı "yumuşama ve normalleşme"den vazgeçerek yeniden muhalefeti suçlamaya başlaması, bu konunun daha fazla gündeme gelmesini netice verebilir.

Zaten derin bir kriz içinde kıvranan ve gittikçe ağırlaşan bir geçim sıkıntısının iyice bunalttığı insanların, asgarî ücret dahil maaş artışlarını reddederken halkın üzerindeki vergi ve zam yükünü arttıran "Şimşek programı" ile daha da ezilmesi, erken seçim talebinin daha da güçlenmesini beraberinde getirebilir.

Çalışma ekonomisi uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik bu konuyla ilgili olarak şöyle diyor:

"Temmuz ayında emekçileri zorba ekonomik programın acı gerçekleri bekliyor. Asgarî ücret ve diğer ücretler artmayacak. Emekliler enflasyonun altında ezilecek. Geçim zorlaşacak, alım gücü düşecek, yoksullaşma artacak. Türkiye emekçileri son dönemlerin en ağır faturası ile yüz yüze. Acımasızca uygulanan zorba ekonomik programdan çıkışın en önemli yolu erken seçimdir. Erken seçim şart."