Cemaat ruhunu öldüren maraza dikkat!
Üstad Bediüzzaman "Hakikat Çekirdekleri"nde, cerbeze ve gurura dayanan tenkidi "en büyük maraz ve musibetimiz" olarak niteliyor ve bu tenkidin hakikati tahrip edip parçaladığına dikkat çekiyor.
Bu bahisteki yerini ve etkisini etraflıca düşünmemiz gerekse de gururu biliyoruz diyelim. Ama cerbeze için aynı şeyi söylemek zor.
Bu hastalığı tanımak için yine Üstadın izah ve örneklerine dikkatle bakmamız gerekiyor.
Bunlardan biri Divan-ı Harb-i Örfî müdafaasının baş kısmında geçen şu ifadelerde:
"Cerbezeyle insan, adalet yaparken zulme düşüyor. Zira insan kusursuz olmaz. Fakat uzun zamanda ve efrad-ı kesîre (birçok kişi) içinde ve tahallül-ü mehasinle tadil olunan (yapılan iyiliklerin de araya girmesiyle dengelenen) müteferrik (ayrı ayrı) kusurları cerbeze ile cem' edip (toplayıp) bir zaman-ı vahidde (tek bir zamanda) bir şahs-ı vahidden (tek kişiden) sudurunu (çıktığını) tevehhüm ederek şedid (şiddetli) cezaya müstehak görür. Halbuki bu tarz, bir zulm-ü şediddir (şiddetli zulümdür)."
(Eski Said Dönemi Eserleri, s. 120).
Tulûat'ta "Cerbeze nedir" sualine verilen "Büyük işlerde yalnız kusurları görmek cerbezeliktir; aldanır ve aldatır. Cerbezenin şe'ni (gereği, sonucu), bir seyyieyi (fenalığı) sümbüllendirerek hasenata (iyiliklere) galip etmektir" (age, s. 570) cevabı da cerbezeyi ve yol açtığı tahripkâr sonuçları çok iyi tarif ediyor.
"Şu cerbezenin tavr-ı acîbi; zaman ve mekânda müteferrik (dağılmış) şeyleri toplar, bir yapar, o siyah perde ile herşeyi temâşa eder" özetinden sonra, cerbezenin fikirlerde nasıl bir tesir meydana getirdiğine verdiği örnekler de konuya farklı boyutlarıyla baktırıyor: