Parlamenter sisteme dönüş hedefiyle 6 partinin yaptığı işbirliği 12 Şubat'daki liderler buluşmasıyla çok önemli bir dönemeci aşarak yeni bir sürecin önünü açtı. Şimdi sıra, ortak hazırlanan mutabakat metninin birlikte imzalanacağı 28 Şubat toplantısında.İktidar blokunun bu beraberlikten duyduğu rahatsızlığı, kendi hesabına göre "kullanışlı" olduğuna kanaat getirdiği iki şey üzerinden açığa vurduğu görülüyor. Biri, buluşmada yer almayışı bir kesimde "O niye yok" itirazlarına konu olurken, bunlara cevap olarak seslendirilen "Onu yok saymıyoruz ve sayamayız" ifadesine "atlayan" iktidar cenahının bir defa daha bildik ezberini tekrarlayarak "Bakın, biz dememiş miydik, bunlar terör ittifakı" çarpıtmasına sarılması. Diğeri, ikinci buluşma günü olarak 28 Şubat'ın belirlenmesine de, malûm süreci hatırlatarak, onun üzerinden yine olmadık çarpıtmalara dayalı spekülasyonlar bina etmesi. O günkü buluşmayı, güya kendisine karşı kurulmuş yeni bir 28 Şubat ittifakı olarak göstermeye çabalıyor. Ancak bunun da elinde patlayacağını, dahası bumerang gibi dönerek kendisini vuracağını hesap edememiş görünüyor. Son dönemde el attığı her konuda olduğu gibi. Bir defa 28 Şubat buluşmasında yer alacakların çoğu, o sürecin gerçek mağdurları. Bilhassa ikisi 28 Şubat'ın hedef aldığı Refahyol hükümetinin ortağı olan RP ve DYP'nin günümüzdeki devamı partiler: Saadet Partisi ve Demokrat Parti. İyi Parti'nin lideri, o hükümetin bakanı. DEVA ve Gelecek Partisi o zaman yok, ama kadroları 28 Şubat'a karşı duran bir