Bir teknokratlar kabinesi daha

Seçimlerin, cevabını bulamamış sorular ve giderilememiş şüphelerle malûl sonuçlarına göre ortaya çıkan tablo şekillendi.Erdoğan ve milletvekilleri mazbatalarını alıp anayasadaki o tuhaf yemin metinlerini okuyarak göreve başladılar. Açıklanan yeni kabineyle ilgili değerlendirmeler de sürüyor. Bilhassa Hazine ve Maliye Bakanlığına getirilen Mehmet Şimşek'in "Rasyonel zemine dönmek dışında seçenek kalmadı" sözü gündemde. Ülkenin rasyonel zeminden çıktığını ikrar eden bu sözün gereğinin yapılıp yapılamayacağı ve nasıl yapılacağı ise bilinmiyor. Önceki görüşmelerde kendisine yapılan görev teklifini reddettiği belirtilen Şimşek'in bilahare "şartlarının kabul edilmesi" karşılığında "evet" cevabı verdiği yönündeki haberler, bu belirsizliği daha da koyulaştırıyor. Herşey tek adama bağlandığı için çıkılan rasyonel zemine aynı sistem devam ettiği müddetçe nasıl dönüleceği bir muamma. Bakalım, yaşayıp göreceğiz. Şimşek'in özel konumu bir tarafa, genel çerçevede bakılınca bu heyetin de önceki gibi bir teknokratlar kabinesi olduğu ortada. Tek adamın iradesiyle atanıp yine onun kararıyla azledilmeye namzet konumda, siyasî sorumlulukları bulunmayan, Meclisle ve milletvekilleriyle muhatabiyetleri yine son derece sınırlı ve kısıtlı olacak bir "atanmışlar" heyeti. Milletvekillerinin sadece yazılı soru sorabildikleri, ama cevap lütfedip etmeyecekleri belli olmayan, cevap vermemelerinin herhangi bir yaptırımı bulunmayan, denetlenme