Atalay krizi ve Meclis
DP İzmir Milletvekili Salih Uzun, Can Atalay konusunda Meclisin tavrını eleştirirken "Seçilmiş bir milletvekili, bir başka erk tarafından 7 aydır, bu parlamentonun, bizim hiçbir kararımız olmadan tutuluyor. AYM ikinci kez hak ihlali kararı verdi. Hâlâ tutuluyor ve bu parlamento buna bile kayıtsız. Kurumsal olarak parlamento kendi hukuka kayıtsız. Biz kendi hukukumuzu koruyamıyoruz, milletin hukukunu koruyacağız, öyle mi" demişti.
Ardından, Atalay için "Milletvekili listesinde olduğu kayıtlara geçmiştir. Özlük haklarını kullanıyor. Bütün partilerin ittifakıyla, bağımsızlara düşen haklar çerçevesinde insan hakları komisyonu üyesi olarak seçilmiştir. Yargıtay'ın kararı Meclise geldi, ancak Genel Kurula sevk etmedim, AYM kararı ortadadır, Meclis gereğini yerine getirecektir" diyen Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a bu sözlerini hatırlatarak, sorumluluğunun gereğini yerine getirmesi çağrısı yapmıştı.
Kurtulmuş ise Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesini öngören Yargıtay kararının Meclise gönderilmesi için bilahare şunları da söylemişti:
"Türkiye anayasal bir hukuk devletidir. Bütün kurumların görev, yetki, sorumlulukları bellidir. Millî iradenin tecelligâhı olarak TBMM, herhangi bir şekilde başka bir kurum tarafından görevlendirilecek bir yer değildir. TBMM gündemine hâkimdir, kendi gündemi ve öncelikleri içerisinde bu konuda gereğini yapacaktır."
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin AYM'nin ikinci ihlal kararına da direnişini sürdürmesiyle konu tekrar alevlenince Meclisteki 8 parti konunun görüşülmesi için olağanüstü toplantı talebinde bulundu, ama Kurtulmuş bu talebi işleme koymadı.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın'a ifade ettiği "TBMM'nin bu konuyu çözebileceğine binde bir inansam Meclisi zaten toplantıya ben çağıracağım" gerekçesiyle.