Kutlular Ağabeyin 1990'da Kocatepe Camiinde okuttuğumuz Bediüzzaman Mevlidi sonrası on kişilik tertip heyetiyle birlikte gözaltına alındığı günlerdeki MİT sorgulamasından bazı anekdotları daha "İşte Hayatım" kitabından aktaralım:
Mevlidle ilgili sorular arasında gelen "Atatürk'e niye mevlid okutmuyorsunuz" sualine Kutlular Ağabey şöyle karşılık vermiş:
"Bana ne Onu devlet okutsun. Benim Üstadıma devlet mevlid okutmuyor ki. Bir de onu karşısına alıyor. Biz de hürmet ettiğimiz, istifade ettiğimiz, saygı duyduğumuz insana mevlid okutuyor, kimseyi de zorlamıyoruz."
" 'Ama Said Nursî Atatürk'e de karşı' dedi birisi. Ben 'Bundan tabiî birşey olamaz. Çünkü Said Nursî gerçek hürriyetçi bir insan, ama M. Kemal öyle değil...' derken sözümü tamamlamadan birisi atıldı: 'Tabiî, Said Nursî ile M. Kemal'in aralarının açık olması, Said Nursî'nin, M. Kemal'den avantasını bulamamasından kaynaklanıyor.'
"Benim sigortalarım attı. Şöyle bir ters baktım: Tepkimi dile getiren ağır sözler söyleyip devam ettim: 'Yahu senin yaşın kaç Sen banknot nedir biliyor musun Bir banknotun bir sarı lira olduğu bir devirde Üstad Hazretlerine üç yüz lira maaş, milletvekilliği, köşk, şark umumî vaizliği teklif edilmiş. Said Nursî elinin tersiyle itmiş, gitmiş. Sülâlendeki bir adama bunun bir tanesi teklif edilse, önünde bir de takla atar. Ne menfaatinden bahsediyorsun' dedim. Tabiî herkes sustu.
"Size bir teklifte bulunuyorum. Bunu üst taraflara götürün. Bugün Türkiye öyle bir duruma gelmiş ki; ne ölü, ne diri bir şahsın' etrafında bu milleti toplayabilirsiniz, ne de belirli o şahısların ideolojisinde toplayabilirsiniz. Ben size bir Nur Talebesi olarak 'Gelin, Said Nursî'nin etrafında toplanın' demiyorum; ama siz de artık 'M. Kemal'in etrafında toplanılsın' demeyin. Biz artık hürriyetçi parlamenter sistemin etrafında toplanacağız.