AKP ile 30'lu yıllara dönüş
Erdoğan'ın 2012 sonunda yaptığı bir konuşmadaki "Sistem düzgün kurulmamış, sistemde yaşadığımız sıkıntılar var.
Düzgün kurulmadığı içindir ki, umulmadık yerde, umulmadık şekilde, bakıyorsunuz, bürokrasi karşınıza dikiliyor, bürokratik oligarşi karşınıza dikiliyor, umulmadık yerde yargıyla karşı karşıya kalıyorsunuz" yakınması manidardı.
Evet, sistemin düzgün kurulmadığı bir vâkıa. Ve bunun temelinde yatan sebeplerin başında, yine Erdoğan'ın, Meclisteki bütçe konuşmasında "Cumhuriyetle bir hesaplaşma içinde değiliz" diyerek geçiştirdiği tarihî gerçekler geliyor. Çünkü karşı karşıya olduğumuz temel ve kronik sorunların tamamı, cumhuriyet adı altında uygulanan istibdad-ı mutlak rejiminin eseri.
O rejimin baskı ve dayatmaları, özü itibarıyla bunlarla hiçbir ilgisi olmayan cumhuriyete fatura edilemeyeceği gibi, 20'li-30'lu-40'lı yılların ceberut uygulamalarına yönelik sorgulamalar da "cumhuriyetle hesaplaşma" olarak nitelenemez.
Tam tersine, o dönemdeki tek parti diktasının politikaları, bunca yıl sonra yol açtıkları bilumum sonuçlarla birlikte enine boyuna sorgulanmalı ki, cumhuriyet de onların ağır yükünü çekmekten kurtarılabilsin.
Ve bu sorgulama, 1923-50 arasındaki dönemi 38 öncesi ve sonrası diye tasnif etmeden ve bütün olumsuzlukları 38 sonrasına yıkıp öncesini temize çıkarma gibi saptırmalara tevessül edilmeden yapılmalı ki, hakikatler gün ışığına çıkarılabilsin.
Halbuki Erdoğan bu mantığı sergilemeye devam ederek, "Maalesef Gazi M. Kemal'in ölümünün ardından Türkiye'nin enerjisi gereksiz müdahalelerle heba edildi" dedi.
Oysa Erdoğan'ın düzgün kurulmadığından yakındığı sistemin ve bürokratik oligarşinin asıl dayanağı bu değil mi
Bütün darbelerin "Atatürk ilke ve inkılapları elden gidiyor" gerekçesiyle yapılmış olması ne anlama geliyor Evet, "Bunların sorumlusu Atatürk değil ki..." diyen kimi Atatürkçüler var, ama cevabını bir türlü veremedikleri soru şu: "Neden bu müdahaleler hep Atatürkçülük adına yapılıyor"