15 Temmuz'dan tek adam rejimine

Emekli askerî hâkim, değerli hukukçu Av. Dr. Ümit Kardaş, artigercek.com'daki yazısında yine çok önemli tesbitler yapmış:

"AKP iktidarı 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden yararlanarak rejimi 1876 Anayasası öncesine dönercesine fiilî bir anayasasızlık ve hukuksuzluk girdabına soktu. Bu zemin üzerinden de Türk tipi partili cumhurbaşkanlığı otokratik rejimine geçildi.

"Otokratik gelişmeye ve dışlanmaya itirazı olan her kesimden ve kurumdan yurttaş, hukuk denetimi olmayan OHAL kararnameleri ile keyfî ve indî bir şekilde görevlerinden uzaklaştırılıp dışlandı, aileleriyle birlikte sivil ölüme mahkûm edildi. İçinde bürokratların, hâkimlerin, askerlerin, akademisyenlerin, öğretmenlerin bulunduğu kesimlere yönelik bu dışlamayla birlikte muazzam bir beyin göçü ve kaybı yaşandı.

"Şu anda siyaset dahil her alanda yaşanan kalitesizliğin, niteliksizliğin, çürümenin, çöküşün, geleceksizliğin ve umutsuzluğun nedenleri bu gelişmeler oldu."

Kardaş, editörlüğünü Kemal İnal, Efe Beşler ve Raif Batur Talu'nun yaptığı "Ohal'de Hayat- KHK'liler Konuşuyor" isimli kitabın, Atilla Taygun tarafından yazılan arka kapak yazısını da aktarmış:

"Birilerinin 'Allah'ın lütfu' olarak değerlendirdiği darbe girişimini gerekçe göstererek adaletten, barıştan ve kardeşlikten yana olan herkesi hedef haline getiren erk, OHAL hukuksuzluğu temelinde ülkedeki her türlü muhalefeti yok edip tek sesli bir toplum amacıyla KHK'lere sarıldı.

"Ve kâh dedikodudan öteye geçmeyen ve doğru dürüst bilgi kırıntısı içermeyen ihbarlara itibar ederek, kâh 'gözlerinin üstünde kaş bulunduğu' gibi gerekçelere başvurarak bu ülkenin aydınlık, dayanışmacı yüzünü temsil eden on binlerce insanı da işsizliğe; pek çoğunu sürgüne, hatta vatansızlığa; bazılarını intihara mahkûm ettiler. İhraç edilenler arasında Türkiye'nin önde gelen bilim insanlarının da olduğu akademisyenler var. Bu yolda, akademik özgürlüğü ortadan kaldırmanın adını 'cemaatle terörle mücadele' koydular."