Açgözlü, kibirli sorumsuz...

Dünyanın en zenginleri ve politikacılar bugünlerde İsviçre'nin kayak kasabası Davos'ta yine bir arada.

Küresel elitler bir hafta boyunca, Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) yıllık toplantısında bir yandan "dünyayı kurtaracak", diğer yandan lobi çalışmalarını sürdürecek.

Türkiye, Davos'u 1988'de Turgut Özal'la tanımıştı. Davos, Batı dünyasıyla iyi ilişkiler kurmak isteyen AKP için ise iktidarının ilk döneminde önemli bir platformdu. Bu yıllarda iş dünyası, programlarını bile Davos'a göre ayarlardı.

Taa ki Davos'ta yaşanan "one minute" depremine kadar!

'DAHA DA GELMEM'

Başbakan Erdoğan, 29 Ocak 2009 günü Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e karşı gösterdiği tepkiyle tarihe geçti. Böylece Türkiye için Davos da önemini yitirdi.

Erdoğan, o tarihte "Bir daha gelmem Davos'a" dedi ve gelmedi, bu yıl ise ilk kez resmi temsilci göndermedi.

Bu yıl yapılmakta olan toplantıların yine önemli katılımcıları var. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Çin Başbakanı Li Qiang ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski gibi siyasiler var aralarında.

Konuşmacılar arasında ise AMB Başkanı Christine Lagarde, ECB Üyesi Francois Villeroy, IMF Başkanı Kristalina Georgieva, Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner gibi isimler yer alıyor.

Davos toplantılarının yine çok önemli başlıkları var. İklim krizi, küresel ekonomi, gelir eşitsizliği, yapay zekâ gibi... En önemli başlığı ise belirsizlik. Toplantılar kapsamında Küresel Görünüm Raporu da açıklandı. Buna göre 2024'te jeopolitik çekişmeler sürecek, finansman koşulları sıkı olacak ve yapay zekânın yıkıcı etkisinden kaynaklanan zayıf bir büyüme yaşanacak.

Toplantılardan bağımsız olarak bir rapor daha açıklandı. Oxfam, küresel gelir eşitsizliği ve yoksulluğa karşı mücadele veren bir yardım kuruluşu.

Önceki gün açıkladığı veriler çok çarpıcı. Bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Buna göre dünyanın hepsi erkek olan en zengin beş kişisine ait servet, 2020 yılından bu yana her saat 14 milyon dolar artıyor.