Kıyamete adım adım

Bundan 26 yıl önce 17 Ağustos 1999'da yaşanan büyük depremin yıldönümüydü dün. Gölcük'ten Sakarya'ya, Yalova'dan İstanbul'a yaşanan bu depremde binlerce bina yıkıldı, on binlerce insan hayatını kaybetti.

Türkiye o sabaha enkazların altında çoğu karşılıksız kalan "Yardım edin" çığlıklarıyla uyanmıştı. Depremde resmi rakamlara göre 18 bin kişi öldü ama kamuoyu bu rakamın çok daha fazla olduğunda ittifak ediyordu.

Yıllar sonra, 6 Şubat 2023'te Türkiye, yine tarihinin en büyük depremlerinden biriyle sarsıldı. Adıyaman'da, Kahramanmaraş'ta, Hatay'da binlerce insan enkaz altında kaldı. Yine çok hazin olaylara tanıklık ettik. Bir baba, yıkıntının altından kızının sesini duyuyordu ama günlerce yardım gelmedi. Sonunda sesi kesildi. O baba hâlâ aynı soruyu soruyor: "Vergimi verdim neden devletim yanımda değildi" Ve deprem bölgesinde insanlar hâlâ işsiz, evsiz ve konteyner kentlerde yaşıyorlar.

JAPONYA'DA VATANDAŞ ÖNCELİKLİ

2011'de Japonya'nın Tohoku bölgesinde 9 büyüklüğünde bir deprem ve ardından tsunami yaşandı. Deprem, Japonya tarihinin en büyüğüydü. 20 binden fazla insan öldü ama çoğu tsunamide hayatını kaybetti. ünkü binalar çökmemişti. Japonya'da 9 şiddetindeki deprem bile kentleri yerle bir etmedi.

40 MİLYAR DOLAR BUHARLAŞTI

Bizde 1999'dan bu yana deprem vergilerinden yaklaşık 40 milyar dolar para toplandı. O parayla şehirlerimizi baştan yaratabilirdik ama ne oldu O kaynaklar bütçe açığını kapatmaya, yol projelerine, başka harcamalara gitti.

Ve 6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş merkezli 7.7 büyüklüğündeki depremde 50 binden fazla insan öldü.

Yani Japonya'daki 9 büyüklüğünde bir depremde ölenlerden iki kat fazla insan, Türkiye'de çok daha küçük bir depremde yaşamlarını yitirdiler.

Geçen 26 yılda İstanbul'da deprem toplanma alanları AVM oldu. Hatay'da kamu binaları çöktü. İnsanlar göz göre göre öldü.

Bugün İstanbul'da büyük bir deprem ihtimali var. 16 milyonluk şehirde milyonlarca insan risk altında. Akıllanmak bir yana bugün acilen yapılması gereken kentsel dönüşüm, rantsal dönüşüme dönmüş. İnsanlar yıllarca çalışarak elde ettikleri evlerine göz dikenlere karşı deprem riskini bile düşünemiyor.

TOPLUMSAL KIYAMET

Beklenen tablo kan dondurucu: 100 bine yakın can kaybı, milyonlarca insanın evsiz kalması, sanayinin, istihdamın, ihracatın yani Türkiye ekonomisinin çöküşü... Bu artık sadece bir doğa olayı değil, göz göre göre yaklaşan bir