Bugün gözler, Cumhuriyet Halk Partisi'ni (CHP) bölmeyi amaçlayan, siyasal niyeti gün gibi ortada olan uydurma bir davaya çevrilecek.
Oysa Türkiye, tarihinin en ağır ekonomik ve sosyal krizlerinden birinin tam ortasında. Mutfaklar yangın yeri, çocuklar aç, gençler işsiz, yaşlılar hayatta kalma mücadelesi veriyor. Resmi enflasyon TÜİK'e göre yüzde 32.95. ENAG'a göre ise yüzde 65.49. Sokakta ise bu rakamların çok ötesinde bir sefalet yaşanıyor. Market raflarında fiyatlar gün değil, saat başı değişiyor. Fileler boş, sofralarda et, süt, yumurta artık lüks. Bebekler yetersiz besleniyor, çocuklar bodur kalıyor.
Asgari ücret 22 bin 104 TL. Ancak açlık sınırı 27 bin 111 TL, yoksulluk sınırı 88 bin 310 TL. Bu tabloda milyonlarca insan açlıkla, borçla, umutsuzlukla boğuşuyor.
Gelir adaletsizliği çığ gibi büyürken emeğin milli gelirden aldığı pay her yıl daha da küçülüyor. Ekonomist Mahfi Eğilmez'in tanımlamasıyla "yüksek faiz, yüksek enflasyon, sabit kur illüzyonuyla" yaratılan 15 bin 325 dolarlık kişi başı gelire sadece 35 milyon kişi erişebiliyor. Geri kalanlar: Açlık sınırının altında yaşayan 10 milyondan fazla insan ve 16 bin lirayla yaşamaya çalışan milyonlarca emekli... Kiralar uçmuş, faturalar yakıyor. Eğitim yılı başladı ama anne babalar çocuklarını okula nasıl göndereceklerini düşünüyor. Sadece bir ilkokul öğrencisinin kitap, forma, kırtasiye masrafı 100 bin lirayı buluyor. Öyle ki çocuklar sabah okula aç gidiyor, kantinden tost alacak parası olmayan binlerce öğrenci var bu ülkede. Kriz yalnızca mutfakta değil. İş dünyasında da çöküş derinleşiyor. KOBİ'ler krediye ulaşamıyor, sanayici üretim yapamıyor, çiftçi toprağını ekemiyor. Konkordatolar, iflaslar peş peşe geliyor. TÜİK'in makyajlı verileri bile örtülü işsizliği saklayamıyor: Genç işsizlik yüzde 25'e dayandı, geniş tanımlı işsizlik yüzde 30'ları zorluyor.
Umut, yerini öfkeye bırakıyor. Bu ağır tablo karşısında siyasetin asli görevi ne olmalıydı are üretmek. Ezilenin, işçinin, emeklinin, öğrencinin, yoksulun yanında durmak. Ama bugün ne konuşuluyor Ana muhalefet partisinde bir iç kavganın nasıl derinleştirileceği. Üstelik bunu da bir "yargı sopasıyla" meşrulaştırma çabası. Ülkenin umut bağladığı, yerel seçim başarısıyla rüzgârı arkasına alan CHP'de, davalar üzerinden liderlik tasfiye edilmeye çalışılıyor.