Yâ Şâfi, yâ Kâfi, yâ Mâni

Ya Şâfi.

Hastayız ve kabul etmiyoruz hasta olduğumuzu, çünkü bilmiyoruz. Hasta olduğumuzu düşünmüyoruz böylece. Kalbimizin hastalıklarının nezle gibi belirtileri var ama burnumuza dikkat kesildiğimiz kadar dikkat etmiyoruz ona. Hasta olduğumuzu düşünmeyince şifa da aramıyoruz.

Daha kötüsü olarak şifa kapımıza gelse, gönlümüze doğsa bile bazen reddediyoruz şifayı. Ya şifa ile aramıza giren engellere kanıyor ya da daha kötüsü olarak şifa ile aramıza giren engelleri şifanın kendisinden daha çok sevmeye başlıyoruz.

"İyiyim" derken "kötülüğün ellerinde esirim" dediğimizin farkında değiliz.

Öyleyse duamız şudur: Biz hasta olduğumuzu kabul etmesek bile, kalbimize dikkat kesilmesek de, hasta olduğumuzu düşünmesek de bize şifa ver. Şifayı önümüzde bulup reddetsek de, engeli şifadan çok sevsek de şifa ver bize Ya Şafi. Şifanın sahibi sensin. Senden başka şifa veren yoktur. Şifa bulmamız için vesileler lütfet bize.

Ya Kâfi.

Senden başka yetecek yoktur. Ama biz kendimize zulmetmeyi çok sevdiğimiz için bize yetecek şeyler listesi yapmaya pek meraklı insanlarızdır. Para yeter sanırız. Güç yeter sanırız. Makam yeter sanırız. Mevki yeter sanırız. Bunların yeterli olmadığını herkes bilir tabii, bunu bilmeyecek ne var.

Peki ya mutluluk yeter mi, aile yeter mi, çoluk çocuğumuz yeter mi, mesleğimiz yeter mi, huzur yeter mi

O zaman en zorunu da soralım. Aşk yeter mi

Bunların hiçbirinin yeter olmadığını öğret bize ya Kâfi. Tek yetenin, bir tek yetenin, yetecek olanın sen olduğunu öğret bize, bildir bize. Parayı, makamı, gücü, mutluluğu, huzuru, evladımızı, mesleğimizi, dahi aşkı bile tuzak kılma bize. Bizi bunların hiçbiriyle imtihan etme. Bizi, senden başka yetecek arayan kullarından eyleme. Bize acı. Ve hiç unutturma ki senden gayrı yoktur yetecek ve sen yetenlerin en yetenisin.

Ya Mâni.

İnsanın olan bir şeyi oldurmaya da oldurmamaya da gücü yetmez. İnsan bunu bilmez. Bilse unutur. Hatırlasa unutur. "Unutmayacağım" dese unutur.