Siyonist milyarder Epstein'ın özel adasında kurduğu ve pedofili, istismar, tecavüz ve ökült ayinlerle dolu organizasyonun detayları ortaya saçıldıkça bu konu üzerinden sorduğumuz soruların sayısı da artıyor. Clinton'dan Prens Andrew'e, Richard Branson'dan Stephen Hawking'e, daha bilmem kimlere değin yüzlerce ünlünün tüm sapkın fantezilerini gerçekleştirdiği ve Epstein tarafından hemen herksin kayda alındığı bu organizasyonun bir "Siyonist organizasyon" olduğuna dair herhangi bir soru işareti yok ortada. Dolayısıyla soracağımız sorulardan biri bu değil. O zaman ilk sorumuz şu olsun: "Bu organizasyonun amacı neydi" Aslında bu sorunun cevabında da herhangi bir soru işareti yok. Epstein'in Siyonistlerin amaçlarına doğrudan hizmet etmek ve bir bakıma "dünyayı elde tutmak" üzere hareket ettiği çok açık çünkü. Adaya giden ve kayda alınan herkes, kariyerinden, zenginliğinden, itibarından taviz vermemek adına "hayatını bitirebilecek bir kayıt" ile köleleştirilmiş, kuklalaştırılmış. Bir noktadan sonra da tahmin edilebileceği gibi "kendi ilke ve doğruları üzerinden" değil, Epstein'ın sınırlarını belirlediği ilke ve doğrular üzerinden ilerletmiş hayatını insanlar. 20 yıldır yazıp durduğum "küresel kültür endüstrisi" isimli devasa mekanizma, dünyadaki varlığını sadece sahip olduğu "legal güç" ile değil, Epstein gibi isimlerin kurguladığı bu "illegal güç" ile de sürdürmüş anlaşılan. Batı dünyasında güç sahibi hemen herkesi Siyonizm'in ve İsrail'in çıkarları başta olmak üzere dilediği konuda dilediği gibi yönlendirebilecek bu düzenek, dünyadaki tüm "ısmarlanmış duyarlılıklar"ın da patronu olmuş seneler içerisinde. Anlaşılan budur. Eli artıralım ve şu soruyu da soralım: "Bu organizasyonun sahip olduğu devasa güç, bir davayla yerle bir edilebilir miydi" Bence bu organizasyon kendini yerle bir etmiyor. Siyonist köpeklerin giriştiği soykırımın sürdürülebilir olmasını temin etmek amacıyla "ucundan acık" bir tiyatro izliyoruz. Temel hedefin "İsrail'i desteklemenin maliyetini daha fazla taşımak istemeyen" Amerikan sistemine diz çöktürmek olduğunu düşünüyorum. Fakat tabii, hesaba katmadıkları bir unsuru da görmezden gelmeyelim. Bu "ucundan acık" şeklinde de olsa ortaya çıkan skandal dünyadaki Antisemitizmi arşa çıkardı. İsrail isimli kötülük organizasyonunun "ne pahasına olursa olsun" yaklaşımı, an itibariyle Siyonist Yahudileri dünyanın en sevimsiz, en nefret edilen hayvanlarına dönüştürdü. Bu saatten sonra iş "insanlık versus Siyonizm" ekseninden çıkarmış gibi görünmüyor. O zaman başlıktaki soruyu da sorayım: "Türkiye'nin Epstein'ı, Epsteinları kim" Bu soruyla mutlak surette yüzleşmemiz gerekiyor. Zira Türkiye'de "kanaatleriyle kalabalıkları yönlendirebilecek isimler"in toplu suskunlukları veveya toplu duyarlılıkları bizi bu soruyu sormaya mecbur bırakıyor. Hele hele Gazze konusunda "susmaları gerekmezken susan", hatta "İsrail lehine açıklama yaparak kendilerini riske eden" ünlümsülerle soytarıların varlığı bu soruyu kaçınılmaz bir soru olarak bırakıyor masamıza. O zaman soruyu yineleyelim: "Türkiye'nin Epsteinları kimler" CIA ile ilişkisini de, Türkiye'nin kültür endüstrisini nasıl sevk ve idare ettiğini de gizle(ye)meyen Osman Kavala, Epstein'ınkine benzeyen yahut
Sıkı bağla deveni ki deve sensin
26-10-2025
50
Ahlâk başkasının sorunu, sorumluluk zaten başkasının
25-10-2025
60
Raconsuzluk
21-10-2025
40
Al bu kalbi avcuna ki zaten senindir
19-10-2025
51
Boykot gevşeyemez
18-10-2025
42
Katil aynı, intikam belli
14-01-2024
304
Sizce de öyle değil mi
08-03-2025
264
İngiliz Yahudi medeniyetinin ölümü kimin eliyle olacak
27-07-2024
260
O dağ niçin yarılsın ki
03-03-2024
240
"Sevda bilmeyene hayal, düş gelir"
11-02-2024
235
