Sumud Filosu'nun azimli karıncaları hedefe çoktan vardı

Hepsi yola çıktığında sayıları 60'ı bulacak, hatta geçecek gemiler için ilkin "40 kadar" denilmiş ve katılım çağrısı yapılır yapılmaz 500 bin insan başvuru yapmıştı. Süreç içerisinde 44 ülkeden katılımcılar belirlendi. Şimdi "Tomarla muştuyu omuzlayan adamlar" Gazze ablukasını kırmaya yönelik hakiki bir inisiyatif alıyorlar Sumud Filosu ile.

İspanya'dan kalkan gemiler birkaç gün sonra İtalya'dan ve Tunus'tan kalkan diğer gemilerle Akdeniz'de buluşacak ve 12-13 gün olarak planlanan yolculuk tam anlamıyla başlamış olacak.

Organizasyonu düzenleyen STK'nın adı olan Sumud'un, kelime anlamını da belki biliyorsunuzdur. "Azim ve kararlılık" demek.

Gazze'nin dünyada oluşturduğu "yarılma" artık saklanabilir düzeyde değil. Dünyanın her köşesinde sokakta, caddede, hayatta olan insanların hemen tamamı İsrail'in soykırımcı, katil, sapkın ve hasta ruhlu bir terör örgütü olduğunun farkında. O sokakları, o caddeleri, o dünyayı yöneten iktidarlar ise 2 yıldır ölü taklidi yapıyor. Yemen'i saymazsak Gazze için inisiyatif alıp harekete geçen, İsrail'i fiziki olarak durdurmak için bir şey yapan hiçbir dünya devletine tesadüf edemedik bu süreçte.

Hal böyle olunca insanlar devletlerden, devletlerin kurduğu koca koca organizasyonlardan falan umudu kesti. "Çıplak elleriyle" bir şeyler yapmanın peşine düştüler. Sonunda ölüm de olabileceğini bile bile yola çıkmaları, küçük gemileri ve kocaman kararlılıklarıyla Gazze ablukasını kırmaya çalışmaları da tam bundan aslında. O insanların çıktıkları yol, bildiğimiz dünyanın sonunun geldiğinin de tastamam bir ispatı böylece.

Geçenlerde şöyle bir cümle kurdum: "Gazze'de olan bitenler bir tek Gazze'dekilerin işine yaramadı. Onun dışında Gazze, tüm dünyayı bir uyanışın kapısına getirdi."

Bana sorarsanız Sumud Filosu, daha yola çıkmadan hedefine ulaştı. Bunun çok nedeni var ama en önemlisi artık dünyanın ortak kanaatinin "saklanamaz, ötelenemez, geciktirilemez bir gerçek olarak İsrail'i durdurmak" olduğu bir kez daha, en güçlü şekilde vurgulandı Sumud ile.

BM, Güvenlik Konseyi, İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği, şu, bu. Sumud, bunların tamamına "Ne sözünüzün, ne işinizin, ne de gücünüzün saygıya layık tek bir tarafı yok" demiş oluyor yola çıkarak. Dünyaya, dünyanın iki yüzlülüğünü tokat gibi çarpan bir filo bu.

Bu, burada bir dursun.

Esasen Gazze, dünyadaki insanların hemen hepsinde bir "Yalnızız!" duygusu oluşturdu. Güçlünün, en güçlünün yanında hizalanan dünya sistemi, insan tekini kendi çaresizliğine, kendi savunmasızlığına, kendi güvensizliğine terk etmekte bir an olsun tereddüt etmiyor işte. Söz konusu İsrail olduğunda Batı merkezli olarak gelişen ve sözde bireyi, bireyin özgürlüğünü, hukukunu, dokunulmazlığını savunan değerlerin tamamını en yakın çöplükte bulabiliyoruz artık. Bu da özellikle Batı'daki insanda bir "Demek ki…" yaklaşımına sebebiyet verdi: "Demek ki korunmuyorum, demek ki güvende değilim, demek ki yalnızım."