Nasıl Amerikancı oldum
Saadet Partili "tutuk" hesaplar çarşambadan beri, yani Saadet Partisi'nin doğrudan "İran'ın arka bahçesi" haline geldiğini açık açık anlattığımdan beri üzerimde tepiniyorlar. Rahmetli anneme küfür etmekten tutun da bin türlü tehdide kadar akla gelebilecek her şey. Tabii ki alayını dava ettim ve tabii ki kazandığım tüm tazminatları Gazze'ye yollayacağım.İnsanın "Bana kızacaklarına Saadet'i İran'ın 'saadetli bahçesi' haline getiren Saadet Partili tiplere kızsalar daha hayırlı bir iş yapmış olurlar" diyesi geliyor gelmesine de sonra "boşuna çaba" deyip vazgeçiyor. Ben Saadet Partili olsam mesela Birol Aydın'a falan bazı sorular sorarım. Mesela daha 2014'te falan sağda solda "İran hakkında çok şey etmeyelim" diyorlar mıydı Diyorlardıysa, Suriye'de yüzbinlerce insanın kanını elinde bulunduran İran'ı koruyup kollamalarının sebebi neydi Saadet Partili ekip Suriye'ye, Beşşar Esed'e niçin, kimlerin yardımıyla, hangi konuları konuşmak, hangi pazarlıkları yapmak için gitti İslam'ından Erhan'ına Türkiye'nin mimli İran etki ajanları Saadet Partisi'nin bir kanadı üzerinde niçin bunca etkiliDahası da var da cidden bu "boşuna çaba"yı sürdürme niyetinde değilim. Daha "eğlenceli" bir mesele konuşmak istiyorum bugün sizinle.Saadet Partili hakaret makinelerinin bana hakaret ederken en çok üzerinde durduğu tez "Amerikancı" olduğum teziydi ki tek başına bu tez bile Saadet Partisi tarlasının İran tarafından sürüldüğüne delalet eder. Peki, ama ben nasıl Amerikancı oldum Anlatayım.2006'da Furkan Savaşı esnasında boğazım patlayana kadar Hasan Nasrallah'ı ve Hizbullah'ı desteklerken Amerikancı değildim. Ama sonra Hizbullah önce Lübnan'daki Sünnilere hayatı zehir etmeye, ardından Suriye'de açık açık Sünni Müslümanları katletmeye başladığında doğal olarak Amerikancı oldum. Çünkü Sünni Müslümanlar, tamamen yayılmacı, etnik üstünlüğe dayalı ve mezhepçi İran rejimi tarafından öldürülürken "Durun, bunu yapmayın, sadece kendi politik çıkarlarınız için Suriye'de milyonlarca Müslümanı ateşe atmayın. Bir başka çözüm var" deyince İran'ın amaçlarına aykırı hareket etmiş olduğumdan Amerikancı haline geldim.Birinci ve İkinci Körfez savaşlarında da Amerikancı değildim. Ama bilhassa İkinci Körfez Savaşı'nın ardından Irak'taki Şiileri organize eden İran, Amerika'nın da kesin desteğiyle ülkede bir dünya Sünni Müslümanı öldürmeye başladı ve buna itiraz edince Amerikancı oldum.Yemen'de de Amerikancı değildim. Ama bin yıldır birlikte yaşayan Yemen halkını mezhep temelinde bölen ve amaçlarını hayata geçirmek için bu halkı birbirine kırdıran iki emperyalist güce, Suud ve İran'a karşı çıkınca Amerikancı oldum.Amerikancı olmamın hikâyesi uzun anlayacağınız. İran'ın molla diktasına "Bu yaptığınız yanlış" dediğim her an İran karşıtı değil de nedense Amerikancı oldum. Üstelik İran'ın İslam dünyasındaki hedefleriyle Amerika'nın İslam dünyasındaki hedefleri arasında epey benzerlik vardı. Hakeza, Rusya'nın İslam dünyasındaki hedefleriyle İran'ın İslam dünyasındaki hedefleri arasında da epey benzerlik vardı. İran, Müslümanlarla iş tutmayı seçmek yerine dünyanın namlı iki emperyalist merkeziyle, Amerika ve Rusya'yla iş tutmaya bayılıyordu ama günün sonunda Amerikancı olan ben oldum nedense."Amerika, Rusya, İngiltere, Çin Bunların alayı emperyalist. Emperyalistler arasında ayrım yapanın niyeti bozuktur" dediğim için Amerikancı oldum.Uzatmayayım. İran bugün "Şii Hilali" isimli ve nedense en çok "Büyük İsrail Haritası"na hizmet edecek gibi duran projesini hayata geçirmek için yapması gerekenin Mısır'dan Suriye'ye, Lübnan'dan Türkiye'ye kadar "İhvancı" tüm tezleri etkisiz hale getirtmek olduğunu biliyor ve bu ajandayla hareket ediyor. "Öteki" olarak Sünni Müslümanları tanımlayan İran'ın elindeki en büyük güçlerden biri ise İslam dünyasının dört bir yanında beslediği etki ajanları. Gâvura tek bir kurşun sıkma cesareti