Keşke anlatabilmenin bir yolunu bulsak

Uzun süredir "seyrek" olarak devam eden 3. Dünya Savaşı'nın her an "yaygın bir fiziki savaş"a dönme ihtimali, dönmeme ihtimalinden çok daha fazla. Bundan 5 ay önce Nash dengesi hesaplarına göre yapılan bir hesaplamaya göre Çin'in Tayvan'a vurması halinde şu an 3. Dünya Savaşı'nın tam ortasında hayatta kalmaya çalışıyor olacaktık.


Bu, burada bir dursun.


"Terörsüz Türkiye" işinin hem kasıtla hem de iyi niyetle epeyce yanlış anlaşıldığını düşünüyorum bir süredir.


Şu yanlış anlaşılmadan başlayayım: Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türklerle Kürtler arasında bir kardeşlik projesi, bir bağ güçlendirme kampanyası başlatmış değil Terörsüz Türkiye konsepti ile. Bu konsept, Türkiye'nin içine doğru bir konsept değil zira. Tabii ki kardeşlik pekiştirici işler bu konseptin doğal bir devamı ve uzantısı olarak seyreder elbette ama işin kendisi sözgelimi "yeni bir vatandaşlık tanımı"nı falan içermiyor. Bir "gülelim eğlenelim, hepimiz biriz" işi de değil.


İkinci bir husus şu: Türkiye Cumhuriyeti Devleti, PKK ile herhangi bir konuyu müzakere etmiyor. Etmeyecek de. Etmesi söz konusu bile olmayacak hatta. Türkiye, PKK ile "şartlarını söyle de masaya oturalım" konuşması yapmadı bu süreçte. Çünkü Türkiye'nin PKK ile herhangi bir pazarlık yürütmeye ihtiyacı yok.


Üçüncü husus şu: Recep Tayyip Erdoğan ya da Devlet Bahçeli, sıradaki seçim için DEM ile bir ittifak zemini arayışında da değil Terörsüz Türkiye bağlamında. Bu gerçek, sürecin belli ittifakları ve politik pazarlıkları masada tutmayacak bir süreç olarak gelişmesini gerektirmez. Gündelik politika ve bilhassa başkanlık sistemi DEM ile AK Parti-MHP arasında bazı ittifaklara yol açabilir ama bilinmelidir ki Terörsüz Türkiye, bu basit ittifak meselesi için falan ortaya konulmuş da değil.


O halde nedir Terörsüz Türkiye Bence şudur: Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hissettiği güvenlik tehdidinin büyüklüğünü nazar-ı dikkate alarak dünyaya "Topraklarımda ve etki alanımda herhangi bir uydu terör örgütüne izin vermeyeceğim. Gerekirse bu terör örgütlerini ben masaya oturtacağım ama size ülkemde uydu örgütler üzerinden manevra kabiliyeti vermeyeceğim, alan açmayacağım" demektedir.


Bu sürecin yan çıktıları kardeşlik pekişmesi, kişisel hakların genişlemesi gibi şeyler olursa ne âlâ. Ancak Türkiye bu yan çıktılarla ilgili değildir. Doğrudan kendisine, var oluşuna ve var kalışına yöneldiğini hissettiği tehditleri ortadan kaldırmanın derdindedir.


Yeri gelmişken söyleyeyim. Türkiye'nin "teröristleri bir'e kadar kırma" gücü vardır elbette ama bunu yapmak yerine Terörsüz Türkiye konseptiyle yola devam etmenin avantajlarını deneyimlemek istemiştir.