"Çocuklarımızdan kalan et parçalarını poşetlere doldurdukları dünya burası. Çok dert ediyorsun burayı" dedi bana. Başkaları "meczup" diyordu ona. Ben "fıtratını korumayı namusu bilen bir salih" demeyi tercih ettim. "İçine doğru kıvrılan bir sincap" da diyebilirdim, insanlar ne dediğimi anlayacak olsaydı. "Çıkmadan size bir çay ikram edeyim mi" sorusuna "hayır" cevabını verince "o zaman çıkmadan belki de Gazze için hazırladığımız şeylerden almak istersiniz. Böylece bu gece, o paranın Gazzeli çocuklara ulaştığını bilmenin huzuruyla gözyaşlarınız birazcık da olsa azalır. Gerçi, Gazze bu durumdayken gözyaşlarınızın azalması iyi bir şey değil ama anladınız işte ne demek istediğimi" dedi dal gibi bir kız çocuğu bana. Başkaları "gayretli bir genç" derlerdi onu gördüklerinde. Ben "gözleri göz değil, gözistan" demek isterdim insanlar ne dediğimi anlayacak olsaydı. Bunu göze alamadım ve "kızım, seni baştan ayağa kalpten ve merhametten mi inşa ettiler Ayaklarının dibinde biriken bu gözyaşı pınarının zekatını versen de kurtulsa tüm insanlık" diyebildim. Havaya kalkık şehadet parmağı ve sadece keskinliğini fark edebildiğimiz bir çift gözüyle "berren ve bahren ve cevven" diyerek kalplerimize, nereden kaynaklandığını hem asla bilemediğimiz, hem de aslında çok iyi bildiğimiz o sükûneti indiren o kahramana, vaktiyle bir arkadaşımın Aliya'ya ünlediği gibi "sana dünyanın bütün dillerinde komutanım demek istiyorum" diye ünlemek istedim. Cesaret edemedim ama buna. Kolumun kanadımın kırıklığı sesime de yansıdı ve fısıltıyla bile olsa "komutanım" diyemedim o adama. Kendi canımı onun canından aziz bildiğimi bildim çünkü. Kendi konforumu onun konforundan daha çok önemsediğimi. Hayatımın kocaman bir boşluğa böylece dönüştüğünü hissettim. Yine de çok geldi içimden. Yine de "komutanım, ölerek dünyayı diriltmek nasıl bir şeydir, anlat hele" demek istedim ona. İçine sıkıştığımız bu cenderede telefonunu yenilemek isteyen annesine "iyi bari, o markanın telefonunu alırken bir de tüfek al da Gazzeli bebekleri öldür" diye diklenen o kocaman yürekli çocuklara bakıp şairin "bir ölür bin diriliriz bizden kim usanası" dizesini aklıma getirmenin bir boş teselli olup olmadığını çok düşündüm, yalan yok. Ama sonra şu geldi aklıma. Belki de dünyayı değiştirecek insanları yetiştirecek insanları yetiştirecek insanları yetiştiren kuşağızdır biz. Bütün sünepeliğimize, bütün korkaklığımıza, bütün çekingenliğimize rağmen yine de Allah bizi "uzak bir ihtimalin bekçisi" yapma şerefine nail etmiştir. Vallahi teselli değil.
Sıkı bağla deveni ki deve sensin
26-10-2025
58
Ahlâk başkasının sorunu, sorumluluk zaten başkasının
25-10-2025
66
Raconsuzluk
21-10-2025
52
Al bu kalbi avcuna ki zaten senindir
19-10-2025
57
Boykot gevşeyemez
18-10-2025
49
Katil aynı, intikam belli
14-01-2024
308
Sizce de öyle değil mi
08-03-2025
269
İngiliz Yahudi medeniyetinin ölümü kimin eliyle olacak
27-07-2024
264
O dağ niçin yarılsın ki
03-03-2024
252
"Sevda bilmeyene hayal, düş gelir"
11-02-2024
244
