Beden bedendir. Deriden, etten, kemikten, kastan, kandan, sudan ve diğerlerinden oluşur. Emanettir. Tüm emanetler gibi "hıyanet edilmemesi gereken şeyler" rafında değerlendirilmesi gerekir.
Nefs nefstir. Kendinden başkası olmayan kendidir. Kendiliktir esasta. İnsan kendine aldanınca nefsine aldanmış olur. İnsan kendini doğru bir yola sokunca nefsini eğitmiş olur. Bilinen şeydir. Kendiliğini yitiren kendini yitirir. Kendini yitiren kendiliğini kaybeder.
Ruh ruhtur. Yaratanın insana kendinden üflediğidir. Bedenle bedenlenmesi, nefsle nefslenmesi, kendini kendi sayması geçicidir. Bir nefhadır yahut bir cevherdir yahut bir sebeptir yahut bir sonuçtur. Hepsi birdendir ama hiçbiri değildir belki de.
Sır sırdır. Ele geçirmesi kolay görünür ama hadi yiğitsen geçir ele de "ballar balını buldum, kovanım yağma olsun" demeyi başar bakalım. Sır sandığın değildir. Sır sanmadığın sırrın kendisidir belki de.
"Taşın sırrın bilirim" diyen Türkmen kocası bildiğinin taşın değil harcın sırrı olduğunu, sırrın da harçta olmadığını bilse de erse… Ona Karagöz der miydik yine de Hacivat'ı hiç sormayın. O sırrı okuduğu risalede, dinlediği derste saydığından sırrın yanından geçmişliği yoktur. Karagöz, bütün Türkmenliğiyle sırrın kenaresinde dolaşmıştır bir ihtimal. Hacivat'ın sır sandığı "çözülmüş bir sırrın üzüntüsü" bile değildir.
Sır sırdır. Geceleri iki uçan aslanın kanatlarına binip de Sind'e, Hind'e, Hicaz'a giden bir kadının bildiğidir. Ama ne derler bilirsiniz. Sırrı bilen faş etmez, faş eden sır bilmez. Yani ki benimki boş konuşmanın dik alasıdır.
Sır sırdır. Mağara, balık, kuyu, gemi… Bulan oralarda bulmuştur ama mağarada uyuyan herkes ne bilsin sırrı.
Sır sırdır. Asaya dayanan Süleyman'ın asaya dayanmasında mıdır, mabet bitince kurtların asayı yemesinde midir yoksa Süleyman olmakta mıdır Ben nereden bileyim. Ben arayamıyorum bile. Aramanın önemini belli belirsiz biliyorum, o kadar.
Efendimiz(s.a.v) "Benim bildiklerimi bilseniz az güler çok ağlardınız" diyor ya hani. Orada işte sır.
Hani Hazret-i Ali'nin, Efendimiz(s.a.v)'den öğrendiği bazı sırları bir kuyuya anlattığı, kuyudaki suyun kana dönüştüğü anlatılır ya. Orada işte sır.
Tüsteri'ye dayayalım kulağımızı: "Sufi için üç şey gereklidir: Sırrını korumak, farzını eda etmek, fakrını muhafaza etmek."