Başka bir şey

"Koş" diyorlar sana hep. Koşuyorsun sen de. Zarlarına cıva katılmış bu yarışın hileli olduğunu biliyorsun elbette. Doğmuş olmakla biliyorsun bunu. Senin için en iyi seçeneğin "koşmamak" olduğunu zaten çoktan fark etmişsin. Koşuyorsun yine de. Şöyle düşünüyorsun çünkü: "Koşmasam ne olacak ki Hem zaten tanıdığım herkes koşuyor. Hem zaten koşmazsam, hileli olduğunu bilsem de, yarışı birinci bitirme şansım olmaz. Asıl hile, yarışı kazanmak için koşmanın şart olduğunu düşündürmeleridir belki de. Yanlış söyledim. Asıl hile bir yarışın içinde olduğumuzdur yanılgısıdır belki de. Yine yanlış söyledim. Asıl hile yarışmanın kendisidir belki de." Başka bir şey anlatacaktım aslında. Yusuf, zindanda rüyasını yorumladığı o mahkûma şöyle demişti: "Kısa süre sonra suçsuzluğun anlaşılacak. Yeniden eski makamına kavuşacaksın. Sarayda Mısır firavununun maiyetine gireceksin. Rüyanın tevili budur." Kısa süre sonra o mahkûmun suçsuzluğu anlaşılmış, hakkında salıverilme emri verilmişti. Zindandan çıkarken Yusuf'a sımsıkı sarılmış, ona "rüyanın tevili doğru çıktı, dile benden ne dilersen" demişti. Yusuf, bir anlığına boş bulunup "Mısır firavununun yanında tekrar işe başladığında ona benden bahsedersen sevinirim" diye cevap vermişti. Mahkûm zindandan çıkınca Yusuf'un aklı başına geldi ama ne fayda. İş işten geçmiş, istediğini Allah'tan değil de kuldan istemenin onu duçar edeceği cezaya boyun eğmekten başka çaresi kalmamıştı. Tam yedi yıl unuttu mahkûm Yusuf'u. Tam yedi yıl zindanda kaldı Yusuf. Dünya unutmaktan ve zindandan ibaret oldu böylece. Başka bir şey anlatacaktım aslında. Yaşamakla ölmek arasındaki mesafesizliği, daha doğrusu farksızlığı çoktan anlamış yirmi iki yaşında bir delikanlı, anneannesi yanında olsun ve ona bir kez daha "ben genç kızken hapishanelerin dışına gider, "ya liil" diye başlardım şarkıya" diyerek anlatmaya başlasın istiyor tam şu anda. Anneannesi o incecik acılı sesiyle "korkmayın ey direnişçiler, vallahi dağdakiler sizi kurtarmaya gelecek" diye girsin şarkıya istiyor. Tam şu anda istiyor ki delikanlı, bir yerlerden burnuna yenice kesilmiş olgun