ABD Başkanı Joe Biden, İsrail daha büyük soykırım yapsın diye, 26,5 milyar dolarlık, yardım paketini imzalarken, 1915 olayları konusunda tarihî gerçekleri tersyüz etmeye kalkışıyor. Zerre kadar kıymeti yok!..

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, gerçeklerle yüzleşe yüzleşe nihayet rasyonel davranmaya başladı. Küresel güçlerin sağladığı destekle savaş ortamını kışkırtarak bir yere varılamayacağını, sonunda hakkın galebe çalacağını; son beş yıl boyunca yaşanan acı gerçekler ışığında net olarak gördü ve anladı. O yüzden de Paşinyan Ermenistan iç kamuoyundan ve dahi Diaspora'dan gelecek tepkileri göze alarak, 24 Nisan 1915 olayları için"soykırım"ifadesini kullanmadı. Bu önemli bir gelişmedir Aynı şekilde, Ermenistan Yönetimi; daha önce varılan mutabakat gereği, hâlen Ermeni işgali altında bulunan dört tane Azeri köyünün de, Azerbaycan devletine teslim edilmesini kabul etti. Bütün bu gelişmeler hakikaten çok önemli ve Kafkasya'da barış ikliminin hâkim olması noktasında bütün tarafların lehine bir durum. Bu noktaya gelmek hiç de kolay olmadı. Ermenistan'ın; başlangıçta Rusya'nın himayesinde ve daha sonrasında da, Batılı ülkelerin kışkırtmalarıyla Azerbaycan topraklarına çöküp otuz yıl boyunca işgal altında tutması çok büyük bir haksızlıktı. Ne var ki, Batı bu haksızlığı, Ermenistan için âdeta bir hak olarak gördü. Tıpkı şimdilerde, İsrail'in Gazze'de işgal, katliam ve soykırım yapmasını bir hak olarak (İsrail'in kendini koruma hakkı!) görmesi gibi Velakin, Azerbaycan Devleti, bileğinin hakkıyla ve Türkiye'nin de müstesna desteğiyle, Karabağ topraklarını hürriyetine kavuşturdu. Ermenistan bu gerçekle yüzleşince yeniden hesap yapmaya başladı. Bu davranış biçimi, tabiatıyla rasyonel bir yaklaşım.
Gelgelim Batı ülkelerinin bir kısmı, başta ABD ve Fransa, bilahare Yunanistan da eklenerek Ermenistan'ı barışçı tavırdan savaşçı tutuma sokmaya çalışıyor Şimdilerde ne alaka ise Hindistan, herhâlde küresel aktör olma düşüncesiyle bu kervana katıldı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev; Fransa, Hindistan ve Yunanistan'ın isimlerini tek tek belirterek, bu ülkelerin Ermenistan'ı silahlandırdığını ifade etti. Bu durumu seyretmekle kalmayacaklarını ve tehlike sezdikleri takdirde çok ciddi tedbirler alacaklarını dile getirdi. Fransa son zamanlarda, Afrika'da tek tekher ülkeden kovulmanın hezimetiyle, nereye saldıracağını şaşırmış durumda. Türkiye'nin Afrika'da günbegün daha etkili olması karşısında âdeta kuduruyor!.. Yunanistan'ın karın ağrısı zaten belli. Hindistan ise Kuşak-Yol projesinde, Türkiye'nin jeopolitik avantajları karşısında kendince alternatif üretmeye çalışıyor. Hindistan'ın orta ve uzun vadede dünya barışı için çıbanbaşı ülkelerden biri olmaya aday olduğunu söyleyebiliriz. Son zamanlarda ABD ve İsrail ile birlikte çok yüksek zıplamaya çalışıyor. İran gibi, o da Zengezur Koridoru'nun geleceğine dair olumsuz düşünceler içinde. Türkiye'nin Pakistan ile olan geleneksel dostluğu karşısında da, Hindistan'ın her zaman içten içe bir endişe ve reaksiyon beslediği kimsenin meçhulü değil. Fransa ve ABD'nin, ülkelerindeki Ermeni Diasporası sebebiyle baskı altında olduğu ve özellikle Amerika'daki Ermeni Lobisinin her zaman etkin olduğu çok bilinen bir husus. Macron ve Biden'ın kendilerine mahsus sebeplerle bugünkü olumsuz tutum içinde olmaları, pek de şaşırtıcı değil.