"Batı moral üstünlüğünü kaybetti"

İsrail'in 25 günlük katliam ve soykırımını gören, azıcık insanlıktan nasibi olan her vicdan, muhakkak dehşete kapılır ve buna göre de tepki verir... Ama Batılı siyasetçiler, "din savaşındayız" diyerek soykırımı destekliyor.

Oğlunu askere gönderen İsrailli kadının söylediklerini izleyeniniz çoktur. Ne diyor "Gazze'deki bütün esirler geri döndükten sonra orayı dümdüz edeceğiz. Orada sivil yok, hepsi terörist!" Netanyahu'nun dişi versiyonu bu acuze, bebekleri de terörist olarak görüyor. Evet, İsrail'in son 25 günde öldürdüğü 3 bin 648 çocuktan 135'i, bir yaşın altında. İçlerinde beş günlük bebek de var. İsrailli acuze bunlara terörist diyor. Tabii yalnız başına değil. İsrail Başbakanı ne diyorsa o da onu tekrarlıyor bir yerde. İnsan kasaplığında selefleriyle yarışan Netanyahu, muharref Tevrat'tan alıntı yaparak şu sapkınlığı kusuyor: "Şimdi gidin ve Amalek'in halkıyla savaşın. Sahip oldukları her şeyi yakıp yıkın ve asla merhamet göstermeyin. Hem erkekleri hem kadınları, bebekleri ve o bebekleri emziren kadınları, büyükbaş ve küçükbaş hayvanları, develeri ve eşekleri gözünüzü kırpmadan katledin. (Samuel 15) İsrail'in kendini savunma hakkı var" diyerek, bu vahşete kayıtsız şartsız destek veren Batılı sözde liderler, bu insanlık suçuna ilk günden beri ortaktır. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın dün İranlı mevkidaşı ile yaptığı ortak basın toplantısında dile getirdiği üzere, "Batı moral üstünlüğünü tamamen kaybetmiş durumda." İsrail vahşetini arkalamak için ileri sürdükleri bütün bahaneleri tükenmiş bulunuyor. Fakat onlar hâlâ aynı körlükte devam ediyor. Bundan böyle Batı cenahı namına bu adamlar hangi yüzle insan haklarından, hukuktan, insanlıktan ve adaletten bahsedecekler acaba Veyahut onların bu ikiyüzlülük ve çifte standardına kim itibar edecek Bu ahmaklar ne yaptıklarının farkında değil. Zira bunlar sadece güce taparak, kendi menfaatleri için her türlü ahlaksızlığa taraf olabiliyorlar!..

İsrail'in savaş ve insanlık suçu işlediğine dair, bunca delil ortada iken, bırakın delil toplamayı bizzat İsrailli yöneticiler bunu itiraf ederken, hâlâ daha Siyonistleri temize çıkarmak için, tiksindirici pişkinlik ve utanmazlık içinde, insan zekâsıyla alay ediyorlar. Neymiş İsrail Hamas gibi kasten sivilleri hedef almıyormuş... Yuh olsun bu insan kılıklı yaratıklara! Baştan aşağı moloz yığınına dönmüş olan Gazze, her karışıyla, İsrail'in işlediği soykırımın açık belgesidir. Tekrar hatırlatalım; İsrail mutlaka bunun hesabını verecektir. ABD'de, sayıları kırk milyon civarındaki Evanjelikler, 'üstün ırk' diye gördükleri Siyonistlere, kayıtsız şartsız arka çıkıyor ve bütün cürümlerine ortak oluyorlar. Onlar gibi inanmayan üç yüz milyon Amerikalıyı da âdeta burnundan yakalamış, sürüklüyorlar! Temsilciler Meclisi başkanlığına bugünlerde seçilen Mike Johnson isimli kişi, "Beni tanrı göreve getirdi. Ona göre Alt Meclisi yöneteceğim..." diyor ve İsrail'i destekleme vazifesini de İncil'den aldıklarını söylüyor. ABD'de bunun gibi üşütük kafalar çok. Senato'nun aktif isimlerinden Linsey Graham da şöyle saçmalıyor: "Dinî bir savaş içindeyiz. Her yeri dümdüz edin. Ne gerekiyorsa yapın..." Daha önce benzer zırvalarda bulunan Niki Haley'in laflarını da bu köşede aktarmıştık. Velhasıl Amerikalı yazar Ben Shapiro'dan senatör Graham'a, Niki Haley'den Mike Johnson'a, "Yeşaya kehanetini göreceğiz"