Yahudileşen Müslümanlar
Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah'a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
Günümüz dünyasında insanlığı tehdit eden en büyük tehlike, Yahudileşme yoluyla, inkârcı Siyonizm'im ve müşrik ABD ve Batı'nın milletine tabi olmak ve onların ifsat siyasetlerine katkı sağlamaktır. Biz buna işbirlikçilik diyoruz. Yahudileşenler; Allah'a verdiği sözü bozanlardır. Onlar maymun karakterli olurlar. İslam'a, Kur'an'a kör ve sağı kesilirler. Allah ile birlikte edindikleri batıl ilahları, Allah'tan daha güçlü göstermeye çalışırlar. Allah'a güvenip, O'ndan ittika etmezler. Altından buzağı hükmünde, maddi güce tapınırlar. Allah'ın verdiği nimetlere nankörlük ederler. Zalime ve zulme karşı cihat ve kıtal görevinden kaçarlar, ölümden korkarlar. Fesat ve bozgunculuk yaparlar. Kur'an nizamına karşıdırlar ve Allah'ın indirdiği bu kitapla yönetmezler ve hüküm vermezler. Peygamberleri yalanlarlar ve öldürürler, sünneti inkâr ederler. Gözümüzle görmediğimiz hiçbir şeye inanmayız derler. İkrar ettikten sonra, yeniden inkâr yoluna dönerler. Hak kitapları tahrif etmede ustadırlar. Hakkı batıla karıştırırlar.
Sürekli yalan konuşurlar. Fani dünyanın metaını, hayat araçlarını, ahiret hayatına tercih ederler. Adil Düzeni, Faizci kapitalist düzenle değiştirirler. İfsat ve bozgunculukta sınır tanımazlar. "İşittik ve isyan ettik" diyecek kadar küstahtırlar. Devamlı harp ve fitne çıkarırlar. Firavunun işbirlikçisi kapitalist Karun'a özenirler. Rüşvet alırlar, faiz yerler, kumarı teşvik ederler. Ferdin ve kamunun mallarını haksız olarak kendi malları gibi kullanırlar. Cimridirler, israfçıdırlar, zalimdirler. Kalpleri katı ve merhametsizdirler. Kötülükleri emreder, iyilikleri yasaklarlar. Kur'an'ı değil, şeytanın adımlarını takip ederler. Allah'ın nuru olan Kur'an'ı ve İslam'ı etkisiz kılmak için mücadele ederler. Müminlerle değil, müşriklerle işbirliği halinde olurlar. Haindirler, dostluklarına güvenilmez. Antlaşmalara uymazlar. Münafık ve ikiyüzlüdürler. Kendilerinden olmayanlara karşı kin ve nefret doludurlar. Allah'ın rahmetinden mahrum kalırlar. Kınanırlar ve Allah'ı gazabına muhatap olurlar. Kalpleri mühürlenmiştir ve iman etmezler. Bunların hepsi ve daha fazlası Kur'an'da zikredilen Yahudileşme temayülleridir.
ZİLLET HALİ
Günümüzde Müslümanların zillete düşmelerinin başlıca sebebi ise şunlardır. Irkçılık ve taassup, üstün ırk inanışına meyletmek. Materyalizm ve dünyevileşme, maddeyi putlaştırmak. Eşlerini kıskanmamak, domuz ahlâklı olmaktır. Maymunca taklitçilik ve şahsiyetsizlik örneği maymun ahlâklı olmaktır. Batıl davaları için her yolu meşru görmek, yalanı bir araç olarak kullanmaktır. Verilen sözlerde durmamaktır. Sihirle uğraşmak, kâhinlere itibar etmektir. Kur'an ahlâkını, Batı ahlâkıyla tahrip etmektir. Toplumda fesadı ve zinayı yaygınlaştırmaktır. Bilginleri, kimi toplum önderlerini rab edinmektir. İslam dinini bağlamından kopararak, protestan bir din haline getirmek, ABD İslam'ına meyletmektir. İmanda pazarlık yapmak, İslam'ı vicdanlara hapsetmektir. İslam dinini parçalara ayırmak, hizipçilik ve tefrikaya düşmektir. İslam'a din ve düzen olarak sırt çevirmektir. Kur'an'la yaşamaktan, sünnetle yol yürümekten uzaklaşmaktır. Bu sayılanlar; Müslümanların, bu gün içinde bulundukları zillet halinin sebepleridir. Bir toplum, kendisini İslam ve Kur'an'la ıslah etmedikçe, Allah onlara izzet hali vermiyor. Bu Allah'ın değişmeyen kanunudur.
ONLAR VE BİZ
Günümüzde sanki İslâm toplumu, Beni İsrail'in isyan, azgınlık, ifsatlarla dolu tarihinin ve Siyonist geleneklerin mirasçısı gibidir. Nasıl Beni İsrail, indirilmiş Tevrat'ın bir kısmına itibar etmiş, bir kısmını da yok saymışlarsa, Günümüz Müslümanları da, tıpkı onlar gibi, Kur'an'ın kimi hükümlerine itibar ettikleri halde kimi hükümlerini görmezlikten gelerek bir yol tutmuşlardır. Kur'an'ın kimi kavramlarına ilgisiz anlamlar yükleyerek, kelimeleri yerinden oynatmışlardır. Kimi aydınlar ve âlimler, Kur'an konusunda, tıpkı Beni İsrail'in bilginleri gibi kitap yüklü merkepler olmayı tercih etmişlerdir. Ümmeti "Ehli Sünnet vel Cemaat" yolundan uzaklaştırmak için, dinin temel prensiplerini sulandırmaktan çekinmemektedirler. Faiz de ticaret gibidir, Kur'an'da namaz yok, Sünnet gerekli değildir, üç hak din vardır diyen ne kadar çok Fazlurrahman, Cemalettin Afgani, Abduh ve Reşit Rıza kılıklı aydın ve bilgin vardır. Bunların tek gayesi İslam ümmetini batının kapısına bağlamaktır. Biz Müslümanları, Beni İsrail'den ayıran en büyük özellik; "işittik ve itaat ettik" özelliğidir. Biz Kur'an ve sünnete hakikaten teslim olmadıkça yol alamayız. Bu modernist ve müsteşrik kafalı aydınlar ve bilginler, Milli Görüşü de asıl gayesinden uzaklaştırmak için sinsi bir planı yürüttükleri bilinen bir gerçektir. Milli Görüşçülerin bu sinsi çalışmalara karşı uyanık olmaları gerekir.