Terörsüz Türkiye mi -2
Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah'a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
15.08.2000 tarihinde New York'ta Ecevit-Bahçeli-Yılmaz hükümeti tarafından ikiz yasaların imzalandığı tarihte bölücü terör örgütü Apo'nun, bu tarihlerde muhtemel taleplerine bakıldığında BM İkiz Sözleşmelerinden güç aldığı gözlerden kaçmaz. İşte Apo'nun 15 Ağustos 2000 tarihindeki muhtemel talepleri: "Operasyonların durdurulması... Koruculuk ve Özel Harekât birimlerinin dağıtılması... Dağdan inen kadrolara siyasi haklar verilmesi… Kendisi için olmasa bile PKK için genel bir affın çıkarılması… Kendisinin hapishane koşullarının iyileştirilmesi... Irkçılık temelinde işlenen suçların cezalandırılması… Bölgede yaşanan faili meçhuller ve diğer kontr-terör faaliyetlerinin yargılanması... Belediyelerin yetkilerinin artırılması... Belediyelerin, bölgedeki yeraltı ve yerüstü kaynaklardan yararlanmasının sağlanması... Bölgede yaşayanların dini ve etnik haklarının genişletilmesi... Özel dil eğitimi yapan kuruluşlarının denetiminin hafifletilmesi... 12 Eylül Anayasası'nın değiştirilmesi... Kürt halkının iradesinin tanınması... PKK'nın üst düzey yöneticilerinin Kuzey Avrupa ülkelerine gönderilmesi..." Bu bilgiler; Kürt-Amerikan İletişim Örgütü tarafından o tarihlerde sızdırılmıştır. Terörsüz Türkiye bağlamında Apo'nun kamuya yansıyan talepleri bundan farklı değildir. Bu günlerde Suriye'nin Süveyda kentinde yaşanan olaylar ve İsrail'in bu olaylara müdahale etmesi üzerinde iyi düşünmek gerekir. İsrail burada yaşanan olaylara müdahil oldu, olayların yaşandığı bölgeyi bombaladı ve Süveyda'dan hükümet güçleri çekildi. İsrail ve ABD, adım adım hedeflerine ulaşıyor. İsrail'in oluşturmaya çalıştığı "Davut Koridoru"Suriye'nin kuzeyinde ABD'nin müttefiki olan Kürtlerin kontrolündeki bölgeleri bir koridor üzerinden İsrail'e bağlama planı olduğu aşikârdır. İsrail ve ABD'nin bu proje ile ilgili amaçları, Irak'ın Süleymaniye bölgesinden başlayıp Suriye üzerinden İsrail'e, oradan da Akdeniz'e uzanan stratejik bir coğrafya oluşturmaktır.Uzmanlar bu proje ile ilgili öne çıkan şu önemli konuların altını çiziyorlar. Irak'ın Süleymaniye bölgesi ve Çemçemal Geçidi doğal gaz sahalarının kontrolü. Kerkük ve Musul bölgeleri petrol ve doğal gaz kaynaklarının paylaşımı,
PKK/YPG geçiş bölgeleri; Irak'tan Suriye'ye uzanan terör koridoru. Fırat'ın doğusu ve kuzeydoğusu enerji, su kaynakları ve tarım potansiyeli açısından zengin alanların kontrolü. Daha nice hedefler… Bilinmelidir ki Büyük İsrail için çözülmesi gereken son hedef Türkiye'dir. İkiz Yasalar üzerinde bu konu çözülmeye çalışılacaktır. Dikkatli olmak gerekir
TARİHİ ARKA PLAN
Yaklaşık bundan yüz sene evvel ülkemizin tamamı işgal altındaydı. Emperyalist güçler Büyük İsrail'i kurmak için bizi yok etmek istiyorlardı. Aziz milletimizin inançlı evlatları bu haksız imha hareketine karşı her türlü imkânsızlıklara rağmen İstiklal Savaşı'nı yapıp, tarihe altın bir destan yazdılar. Bu destanı yazanlar, Türklerden, Kürtlerden, Araplardan ve diğer kavimlerden İbrahim (a.s) milleti, Muhammed (s.a.v) ümmeti şuurlu tek bir toplum idiler. Onlar asırlarca, Âdem (a.s)'in evlatları olarak insanlıkta, İslam'ın müminleri olarak da dinde kardeşler oldular. Birlik olup, küffara birlikte karşı koydular, namahrem olanları, İslam düşmanı, haçlı Batı'yı birlikte denize döktüler. Hatimler ve dualar eşliğinde Cumhuriyet'i birlikte kurdular. Bu, ırkçı emperyalizm ve Haçlı Batı'nın kabullenemeyeceği bir şeydi. Düşündüler, taşındılar, stratejilerini değiştirdiler. Lozan anlaşmasıyla birlikte, Haim Nahum'un yumuşak lokma metodunu yürürlüğe koydular. Ve: "biz Türkiye'yi, 1- Fakirleştireceğiz, 2- İşsiz bırakacağız, 3- Borca esir edeceğiz, 4- Dinini değiştireceğiz, 5- Türk, Kürt, Alevi, Sünni diye böleceğiz, 6- Böldüğümüz parçaları birbiriyle savaştıracağız, 7- Savaşla yorulmuş parçaları İsrail'e vilayet yapacağız" dediler. Irkçı emperyalizm, 100 küsur seneden beri üzerimizde bu yumuşak lokma metodunu uyguladı ve bizi yorgun hale getirdi. Böylelikle Türkiye'yi fakirleştirdiler, işsizliği artırdılar, borca esir ettiler. İslam'ı, toplum hayatından silmek için yoğun faaliyette bulundular. Ilımlı İslam, dinler arası diyalog, medeniyetler ittifakı ve benzeri çalışmalarla İslam'ın içini boşaltarak yok etmeye çalıştılar. Milleti, manevi değerlerinden kopardılar. Diğer yandan ırkçılığı körükleyerek bölücülük için her türlü tahriki yaptılar. Böldükleri parçaları savaştırmak için tedbirler aldılar. Bu parçalar, birbiriyle çarpıştırıldıktan sonra, zayıflatılmış Türkiye'yi, AB'nin kapısına bağlayarak özel ortak yapacaklar. Ertesi gün de İsrail'i AB'ye dâhil edecekler. AB çok büyüdü, Ortadoğu kısmı, ayrı olsun diyerek bizi İsrail'le tek devlet yapacaklar. Allah muhafaza buyursun, bu Türkiye'nin yok olması demektir.