Milli Kalkınma

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah'a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

6 Nisan 2022 tarihinde bu köşede yayımlanan yazı "Millî Görüş ve kalkınma" başlığını taşıyordu. Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan Bey; 8 Kasım 2025 tarihinde ESAM'da "Türkiye Kalkınma Planı" konulu bir konferans verecek. Akıl ve cesaretle "Yeniden Büyük Türkiye" temalı konferansta, Millî Görüş'ün Türkiye'yi kalkındırmak ve lider ülke yapmak için projeleri ve düşünceleri aktarılmış olacak. Millî Görüş'ün tek temsilcisi Saadet Partisi'nin istikametini belirleyen şey, hakkı üstün tutan milli ve yerli duruşudur. Türkiye; AK Parti'nin yürüttüğü hile rejimi ve faizci kapitalist köle düzeni ile iflasın eşiğine gelmiştir. Bir ülkede yürütülen şey; hile rejimi ve faizci kapitalist köle düzeni ise bu ülkenin güçlenerek kalkınması mümkün olmaz. Türkiye'nin kurtuluşu ve maddi ve manevi kalkınmasını tamamlayan bir ülke olması, Millî Görüş zihniyetine dönmesi, Adil Düzen'e geçmesine bağlıdır. Bu, gerçeğin ta kendisidir. Milletlerin yükseliş ve yıkılış sebeplerine bakıldığında, bu hakikati görmek mümkündür. "Yaşanabilir Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye" için tek çare, Millî Görüş ve Adil Düzen'dir. Türkiye, Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasında bir kavşak ve köprü durumundadır. Türkiye, aynı zamanda Asya ve Ortadoğu'daki, bol petrol ve doğal gaz gibi, enerji hammaddelerinin Avrupa'ya ulaştırılmasında da köprü konumundadır. Ayrıca ülkemiz bu konumu itibarıyla da finans merkezi haline gelme potansiyeline sahiptir. Türkiye, Avrupa-Amerika ile Asya-Afrika arasındaki bütün ekonomik münasebetlerde Uzakdoğu'nun değil, dünyanın santrali olabilmek için her türlü imkân ve şartlara sahiptir. Bu imkân ve şartlar, Türkiye'nin aynı zamanda dünyanın finans merkezi olmasını gerektiren şartlardır. Türkiye'nin hızlı kalkınması ve güçlü bir yapıya kavuşması için yüksek teknolojinin ülkeye kazandırılması ve bu sahada Türkiye'nin diğer ülkelerin önüne geçmesi de önemlidir. Çünkü teknoloji, gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş olan ülkelerin önüne geçebilmesi için bir imkân ve fırsattır. Bu imkân, Allah'ın insanlığa bahşettiği bir rahmettir. Türkiye, vatandaşlarının refahının sağlanması amacıyla, bu tip büyük projelerin hayata geçirilmesi için yeterli kaynağa sahiptir. Bu kaynaklar, faizci kapitalist düzenin esaslarıyla değil; Adil Düzen'in şuurlu kalkınma ve yatırım uygulamalarıyla temin edilebilir. Tekraren ifade edelim ki bu sadece, Millî Görüş, Adil Düzen ve Saadet Partisi'nin inanmış kadroları ile olur.

REFAH

Refahın ve ekonomik büyümenin en önemli araçlarından birisi üretimdir. Dış borçlar ve borç faizleri, üreterek kalkınmamıza ve ekonomimize büyük bir yük getirmekte ve güçlenmemize engel olmaktadır. Bunun için, bir yandan başta D-8'ler olmak üzere, kalkınmakta olan ve sömürülen ülkelerle yeni ilişkilerin kurulmasına ve adil bir düzene sahip yeni bir dünyanın oluşturulmasına gayret gösterilmeli, diğer yandan da kaliteye ve maliyetlerin düşürülmesine önem verilerek üretim desteklenmelidir. Toplumsal varlığımızın belkemiği olan ve helâl kazanç için bütün sermayesini ve emeğini seferber edip gece gündüz çalışan esnaf ve sanatkârlarımız, ekonomimizin de can damarlarıdır. Ülkedeki üretimin ve istihdamın çok büyük bir kısmını sağlayan KOBİ'ler, çiftçiler, esnaf ve sanatkârlar desteklenmeli ve korunmalıdır. Refahın sağlanması için Millî Görüş'ten başka çare de yoktur.

TARIM

Ülkemiz; tarih boyunca medeniyetlere beşiklik yapmış bir bölgededir. Tarihin ilk dönemlerinden itibaren Anadolu'da tarım yapılmış, tarih boyunca "Anadolu toprakları" üzerinde yaşayan insanları beslemiştir. Bugün ise uygulanan yanlış politikalar neticesinde, Anadolu toprakları, üzerinde yaşayan nüfusu besleyemez duruma getirilmiştir. Daha düne kadar yeryüzünde kendini besleyebilen yedi ülkeden biri olduğumuz halde, bugün tarım ürünlerini de ithal eder hale getirildik. Ülkenin dengeli ve yeterli beslenmesi ve herhangi bir engelleme halinde, kendi gücüyle ayakta durabilmesi için tarım, stratejik öneme sahiptir. Topraklarımız, iklimimiz, sahip olduğumuz bitkisel çeşitlilik, su potansiyelimiz ve yetişmiş insan gücümüz en büyük güç kaynağıdır. Sulanabilir tarım arazilerinin sulama ve drenaj yatırımları hızla tamamlanmalı, verimliliği artıran ve toprağı koruyan sulama yöntemleri çiftçilerle birlikte uygulanmalıdır. Son yıllarda yavaşlatılan