Evet, Sözüne İhanet Edenler

Bismillahirrahmanirrahim Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah'a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz. Rabbimiz Araf Suresi 172. ayetinde Ademoğullarından yaratılış anında alınan sözün bilgisini verir ve mealen şöyle der: "Senin Rabbin Ademoğullarından, onların birbiri arkalarından zürriyetlerini almış ve onları kendilerine şahit tutarak: 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim' demişti. Onlar da; 'Evet, elbette Rabbimizsin' demişlerdi. Bunu, kıyamet gününde, 'Doğrusu bizim bundan haberimiz yoktu' demeyesiniz diye hatırlatıyoruz." Bu, Allah ile kulu insan arasında akdedilmiş bir sözleşmedir. Kur'an; başka kulluk sözleşmelerinden de söz eder. Allah; müminlerde vaat ettiği cennet karşılığında mallarını ve canlarını satın almıştır. O gün bütün sözleşmelere EVET diyen insan, bugün bu dünya hayatında İslam'ca düşünmediği, İslam'ı din ve düzen olarak yaşamadığı, ilahi kanun ve kurallara uymadığı için dünyada zillete, ahirette de şiddetli bir azaba muhatap olacaktır. Bu gerçeği öleceğini bilen herkes hesaba katmak zorundadır. Çünkü bütün insanlık, Rabbimiz Allah ile yaptığı sözleşmelerden imtihan olmaktadır. Bu bakımdan dünya hayatı, ahiret hayatının tarlası olarak tanımlanmıştır. Önce Allah vardı; ondan başka hiçbir şey yoktu. Allah, murat etti; varlıklar âlemini yarattı, kâinat ve insanı var edip bunların hepsinin ayrı ayrı kanun ve kurallarını koydu. Zaten kâinat ve tabiat demek, üzerlerinde Allah'ın mühür ve imzasını taşıyan varlıklar demektir. Allah, canlı ve cansızları yaratmış, nizam ve düzeni kurup koymuştur. O, âlemi çift çift yaratmış, kâinat ile insanı, erkek ile dişiyi, canlı ve cansızları, ruh ve bedeni var etmiştir. İslam'da mükellefiyetin şartı akıldır. Hukuk ve adalet insan içindir. Hak ve adalet ölçülerini sadece Allah koyar, kul ise uygular. Rab nedir Rab; varlıkları yaratan, terbiye ederek geliştiren, onları maddi ve manevi olgunluğa götüren, terbiyenin bütün gereklerine malik ve her şeye sahip olan Allah anlamına gelmektedir. Rab; yardım etmek, yol göstermek, tasarruf etmek, korumak, her şeye hâkim olmak, emretmek ve yasaklamak, sakındırmak gibi terbiyenin bütün gereklerine sahip olmayı da ifade eder. pushfn('ads'); HIYANET Hıyanet; hainlik, nankörlük, emanete ters hareket, ahde vefasızlık, ahdi gizlice bozarak hakka aykırı davranmak anlamındadır. Hain; hıyanet eden kimsedir. Hıyanet, birisine kendisini güvenilir tanıttıktan sonra, o güveni bozacak ve hakka aykırı iş yapmak demektir. Hıyanet, İslam'da bir münafıklık özelliği olarak haram kabul edilmiştir. Çünkü Müslüman; herkesin malı, canı ve namusu konusunda kendisinden güvende olduğu kimsedir. Hıyanetin zıddı emanettir. Müslüman için doğruluk, yaratanın kesin ve bağlayıcı talebi olarak vazgeçilmez bir görevdir. Maide 13: "İşte misaklarını, verdikleri sözü bozmaları sebebiyle onları lanetledik, kalplerini katılaştırdık; öyle ki şimdi onlar vahyedilmiş sözleri, asıl bağlamlarından kopararak çarpıtıyorlar ve onlar akıllarından çıkarmamaları emredilen şeylerin çoğunu unutmuşlardır. İçlerinden pek azı müstesna, onlardan devamlı hainlik görürsün. Ama onları bağışla, yaptıklarını affet ve aldırma şüphe yok ki, Allah yaptığı işi iyi yapan muhsinleri sever." Bu ayet bize hainin özelliklerini vermektedir. Hainlerin birinci özelliği verdikleri sözlerinde durmamalarıdır. Hıyanet eden kimse, verdiği sözden döner. Hainlerin ikinci özelliği lanetlenmiş olmalarıdır. Bu halleriyle Allah'ın sevgisinden yoksun kalmış, gazabını kazanmışlardır. Hainlerin bir başka özelliği kalplerinin katılığıdır. Kur'an ahlâkına sahip şuurlu insanlar, emanetlere hainlik yapmazlar. Hainlerin başka bir özelliği de bozguncu olmaları, doğru ve hak olanı bildikleri halde değiştirmeye çalışmalarıdır. Onlar aynı zamanda, hainliklerine zemin hazırlamak ve ihanetlerini meşrulaştırmak için unutma bahanesini de kullanabilen insanlardır. Hainleri savunmak da yasaklanmıştır. Nisa 105: "Biz, Allah'ın sana gösterdiği