ABD ve İsrail zilleti

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah'a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Allah Teâlâ Hud Suresi'nin 113. ayetinde şöyle buyuruyor: "Baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyenlere, fesat çıkaranlara yakınlık, eğilim göstermeyin, onların zulümlerine katkı sağlayıp yardımcı olmayın, desteklemeyin ki, onlara dokunacak ateş size de dokunmasın. Sizin Allah'ın dışında, kulları durumundakilerden koruyucunuz, emirlerine itaat edeceğiniz otorite yoktur. Değilse Allah'ın yardımına nail olamazsınız." ABD; sapıtmış olan Hıristiyan müşriklerin, haçlı zihniyetinde olanların temsilcisidir. İsa Mesih'in gelmesi için Siyonizm'e destek oluyor, dünyayı ateşe vermekten çekinmiyorlar. Böylece cennete gireceklerine inanıyorlar. İsrail; gazaba uğramış, Hz. Davut'un lisanıyla lanetlemiş, inkârcı ve üstün ırk inanışına sahip, dünyanın tamamını Yahudi mülkü sayan, fesatçı bir zihniyetin temsilcisidir. Vaat Edilmiş topraklar üzerinde Büyük İsrail'i kurmak bunların dini ve imanıdır. Onlar, dünya hâkimiyetlerini perçinlemek için bekledikleri Mesih'i yani DECCAL'ın gelişini sağlamak için dünyayı ateşe vermekten çekinmiyorlar. Bu iki zihniyeti tanımadan, dünya olaylarını anlamak mümkün olmaz. ABD ve İsrail, bozulmamış, saf ve temiz olan vahye, yani Kur'an'a itibar etmezler, uydurdukları şeylere vahiydenmiş gibi inanırlar. İslam'a düşmandırlar, çünkü İslam barış dinidir, bunlar barıştan hoşlanmazlar. Peygamberimiz Hz Muhammet Mustafa'yı (S.A.S.) sevmezler. Çünkü Peygamberimiz Rahmet, sevgi ve şefkat peygamberidir. ABD ve İsrail; rahmet, sevgi ve şefkatten hoşlanmazlar. Bunlar; gazap, kin ve nefretle hareket ederler. İslam coğrafyasında, özellikle Gazze'de yaşanan zulüm ve soykırım ve son olarak İran saldırısının arkasında bu iki sapkın zihniyetin kini ve nefreti vardır. İran; ABD ve İsrail'in yürüyen arabalarının önüne takoz olduğu için, bunların hedefindedir. Gazze ve Yemen de öyledir. Fatiha'yı okuyan ve onun ahkâmına teslim olmuş, yukarıda mealini verdiğimiz ayete itibar eden hiçbir Müslüman topluluk, ülke ve liderleri, ABD ve İsrail'in zulmüne destek olacak bir tutum içinde olmaz. Destek olurlarsa, Kur'an'ın ifade ettiği gibi onlardan olur.

BİZ

Biz, sağcısıyla solcusuyla millet olarak kendisini İslam ile tanımlayan bir toplumuz. Bu toplum, bütün izzet, şeref ve onurunu İslam ile kazanmıştır. Çeşitli etkiler ile farklı yerlerde izzet, şeref ve onur aramaya kalktığında da bunun faturasını çok ağır ödemiştir. İslam dünyası "düzen" olarak İslam'dan koptuğu ve işbirlikçilik siyasetini ve düzenini benimsediği günden itibaren de hep fatura ödemeye devam etmektedir. Yaşadığımız asırda sermaye ve kadro gücü Irkçı Emperyalizmin ve onların işbirlikçisi Hıristiyan batının eline geçmiştir. Onlar bu imkânları ile bir zulüm dünyası kurmuşlar ve bütün dünyayı yaşanmaz hale getirmişlerdir. Osmanlı'nın yıkılışından sonra İslam coğrafyası, onların etkisiyle atmış parçaya bölünmüştür. Her bir parça da yine onların etkisiyle her geçen gün daha da parçalı hale gelmektedir. Irkçı Emperyalizm ve batı dünyası bu çalışmaları "vaat edilmiş" topraklar üzerinde "Büyük İsrail'i" kurmak için yapmaktadırlar. ABD'nin himayesinde yürüyen "Büyük Ortadoğu Projesi" bu hedef için planlanıp tatbik edilen bir projedir. Bu projenin hayat bulması için Nil ve Fırat arasındaki toprakların boşaltılması ve Beni İsrail'e teslim edilmesi gerekmektedir. Çünkü bu topraklar, politik Siyonist akideye göre tanrının vaat edip Beni İsrail ırkına tahsis ettiği topraklardır. Onlar böyle inanıyorlar ve bu inançları için savaşıyorlar. 1948 yılında "Küçük İsrail'i" kurdular. Şimdi de "Büyük İsrail'i" kurmak için savaşıyorlar. ABD ve İsrail ittifakı için, ne pahasına olursa olsun "Büyük İsrail'i" kurmak, kutsal bir dindir. ABD ve İsrail bunu hiçbir zaman pazarlık konusu yapmamışlar, yapmıyorlar ve yapmazlar. İslam dünyası ve insanlık âlemi bu gerçeği görmeli ve ABD ve İsrail ittifakının itikat ettiği ve bütün insanlığı tehdit eden bu "politik din" karşında gereken tedbirleri almalıdırlar. Yoksa ABD ve İsrail ittifakının yakmaya çalıştığı ARMEGADON ateşi bütün dünyayı yok etmeye yetecektir.