Hem okudum hem de yazdım

Okur ve de yazar sayısı artıyor mu eksiliyor mu Twitter'in 140 karakteri X'in 280'i - uzun soluklu okumayı öldürdü mü Bunlara ilk akla gelen cevabı vermek yanıltır. Mutlaka istatistiğe, ankete dayanmak lazım ama bunları bulmak da kolay değil. Benzer soruları 29 Eylül yazımda sormuş ve şöyle bir cevap bulmuşum: Yayımlanan kitap sayısı artıyor, fakat başlık başına baskı sayısı azalıyor.

ANKARA KİTAP MAHŞERİ

Geçen ay Ankara'da Kitap Fuarı vardı. Aslında dostum Adnan İslamoğulları'nın son romanı Müntehir üstüne konuşmasını dinlemek için gittim. Bu sefer gerçek bir polisiye roman yazmış. Ötüken yayımlamış, konuşmanın moderatörlüğünü de Ötüken'in editörü Ayşegül Büşra Paksoy yapıyordu. Baştan alayım: Gittim ama içeriye gir girebilirsen. Yüzlerce metre uzayan bir giriş kuyruğu. Galiba adam başı 30 TL veriliyordu. Sonra konuşma. Yazarların sohbeti için ayrılmış salonlar var. Salon tıklım tıklımdı. Soru cevap biraz uzayınca bir sonraki konuşmacının dinleyicileri kapıyı açıp açıp bize "Hadi" demeye başladı.

Salonda bir noktadan bir noktaya nasıl gideceğinizin planını yapmadan yürümemeliydiniz. Kalabalık o derece yoğundu.

Gözlediğim bir başka özellik: Eskiden sol yayınevleri, sağ yayınevleri, milliyetçi yayınevleri falan olurdu. Çok derinleri kurcalamadım ama bu dağılım da değişmiş. Göz alabildiğine gördüklerim milliyetçi Atatürkçü veya Atatürkçü milliyetçiydi. İleri Yayınları, Ötüken, Kırmızı Kedi, Bilgi Hani şu toplandığında toplumun 70'i çıkan ve kendilerine milliyetçi ve Atatürkçü diyenler var ya galiba fuarda 70 değil 90 falandılar. Sonra bir yayınevine misafir oldum. Çorba ikram ettiler. Arkadaşlarıma bu gözlemimi naklettim, "Yanıltıcı", dediler, "Sen Ankara'yı anlatıyorsun. İstanbul kitap fuarlarında hâlâ yontma taş devrinden kalma sol var."

FARKLIYSA KÖTÜ MÜDÜR

Bazı yayınevi sahiplerinden duyduğum bir şikâyet, İnternet'te ünlenen bazı yeni yetmelerin uzun imza kuyruklarıyla karşılaşmasıydı Hani insanların, fakat genellikle gençlerin, parça parça yazdıklarını yayımladıkları ve sonra orada ünlenip kâğıt yayına geçtikleri sitelerden. Nihayet bazı İnternet kitap satış sitelerinin yazarlara, genellikle de yeni yazarlara sunduğu doğrudan yayım imkânı var. Bunlar kötü gelişmeler mi Alışılmış dışı; doğru. Bildiğimiz yazar- yayınevi- dağıtım zincirinin de dışında; o da doğru. Ama neden kötü olsun

Girişimle çıkışım arasında bir saat geçmişti. Kuyruk azalmamış, artmıştı.

Başa döneyim. Okur sayısı azalıyor mu, artıyor mu Fuardaki manzara hiç de azalan bir kitleye işaret etmiyor.

O SIRADA AMERİKA'DA

Bu sorunun cevabını arayadurayım, baktım, bir yabancı kalem, Eric Sentell de kendi ülkesi için aynı soruyu sormuş. (https:bit.lyokumuyorlar) Sentell, ABD'de üniversite seviyesinde İngilizce öğreten bir akademisyen. Araştırmasında insanı ilk bakışta kötümserliğe sürükleyen bazı bulgular var: Eğitimin İlerlemesinin Millî Ölçümü denilen kurumun yaptığı soruşturmada, 2020'de ankete cevap veren 13 yaş grubundan sadece yüzde 17'si eğlenmek için hemen her gün okuduklarını söylemiş. Bu oran 2012'de yüzde 27 ve veri toplamanın başladığı 1984 yılında yüzde 35'miş. Bu ne anlama geliyor Benim, "Kitap fuarı çok kalabalıktı." bulguma göre ayakları yere daha sağlam basan bir tespit. Aynı anketin, aynı yaş grubunda, değişik tarihlerde tekrarı... Acaba eğlenmek için başka imkânlar buldular da onun için mi okuyarak eğlenmek azalmış