Bakalım ne zaman güçlü liderlere ve kurtarıcılara muhtaç olmayan bir toplum olabileceğiz
Ne zaman Bu aslında cevabını bildiğim bir soru. Temel değerlerimiz üzerinde milletçe fikir birliğine vardığımız zaman. Sonra bu değerleri yaşatan ve koruyan hukuk sistemimize herkes uyduğunda. Temel değerler üzerinde birlik varsa toplum, o değerlerin hukukuna da zaten uyacaktır. O hukuk eyleme göre sonuç tayin eden bir hukuktur. Adamına göre değil.
Temel değerler üzerinde ve hukuk üzerinde ittifak varsa idare kolaydır. Ne olursa ne yapılır, ne yaparsanız taltif edilirsiniz, ne yaparsanız cezalandırılırsınız, ne kadar ve nasıl ödüllendirilirsiniz, ne kadar ve nasıl cezalandırılırsınız… Hepsi bellidir. Yazılıdır. Yazılı değilse temeller belli olduğu için ödülün de cezanın da stratejinin de o temellerden çıkarılması kolaydır.
Kötü yönetilen toplumlarda değerler ve hukuk benimsenmemiştir. Dâhi liderler ve büyük kurtarıcılar böyle toplumlardan çıkar.
LİDER VE LİDOKAİNOnların değerler hususunda kafaları karışıktır. Hukuk değerlere dayanır. Dayanacak değerler olmayınca hukuka saygı gösterilip gösterilmeyeceği üzerinde tereddüt vardır. Böyle bir toplumun mensupları, fırtınalı bir denizde seyreden bir geminin güvertesinde gibidirler. Bir sonraki dalganın ayaklarının altındaki zemini ne tarafa yatıracağı belli değildir. Mutlaka bir yere, daha sabit, devrilmeyecek gibi görünen birine tutunmaya ihtiyaçları vardır. İşte tutunulacak o kişi dâhi liderdir, kurtarıcıdır. Kurtarıcıdır tabii. Her an ona tutunduklarına göre kurtarıcı değildir de nedir Bugün ak olan yarın kara oluyorsa aklınızı ve namusunuzu korumanın tek yolu, lidere sıkı sıkıya sarılmaktır. Aklınız ve ilkeleriniz havlu attığında tek kurtarıcı, tek sabite odur. Lidokain gibidir. Hani diş dolgusu yapılırken, dişiniz çekilirken diş hekiminin enjekte ettiği… Ağzınız, diliniz uyuşur, kelimeleriniz birbirine dolaşır gibi olur ama acıyı hissetmezsiniz.
Değerlerin ve kuralların yönettiği toplumlarla büyük liderlerin yönettiği toplumların başka farkları da vardır. Hukuk toplumunda çok öğrenirseniz, çok çalışırsanız, zeki ve girişkenseniz, yepyeni metotlar, yepyeni süreçler ve ürünler buluyorsanız kazanırsınız. Etrafınız da kazanır.
HUKUK VE GELİR DAĞILIMIBüyük liderlerin yönettiği toplumlarda başarınız, lidere mesafenizin karesiyle ters orantılıdır. Hatırladınız mı Bu ışığın yayılırken şiddetinin azalmasının da formülüdür. Kimse kendinden ışıklı değildir. Herkes liderin ışığını yansıtır. En çok ışık alan en içtekilerdir ama o halkada pek az yer vardır. Dış halkalar daha kalabalıktır fakat ışık şiddeti düşer.
Bundan olmalı, lideri güçlü fakat değerleri ve hukuku zayıf toplumlarda gelir en yakındaki yüzde beşte, hatta o beşin de birinde toplanır. İç çemberde fazla yer yok… İşte Acemoğlu böyle toplumlara "extractive" diyor. Ben "istihraççı" diye çevirdim. İstihraç, bir madenin topraktan çıkarılması için kullanılan bir terim… Acemoğlu, toplumun yarattığı değeri çıkarıp alan bir azınlığın hâkim olduğu topluma istihraççı demiş. Hukuk ve değerlerin hâkim olduğu toplumdaysa servetin dağılımı daha kapsayıcıdır. Refah bir çemberde, bir noktada, bir tepede birikmez. Toplumun geniş kesimleri refah kapsamının içine girer ki Acemoğlu böyle toplumlara "inclusive", "kapsayıcı" diyor.

25