Şu nitelikli ol ne demek Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu. Benim de aklımda evleri, tarlaları, hayvanları, ürünleri yanan yurttaşlarımızın hayata yeniden nasıl başlayacakları vardı. Üstelik hem orman işçilerinden hem "Bu devlet artık yok" diye kahramanca alevlere yürüyen gönüllülerden insanlar öldü. Asker ölümleri de yürekleri dağladı. Öyle çatışırken ölmediler, kimi güya metan gazından kimileri de 50 derece sıcakta komutanın "Bekleyin!" emriyle öldüler.

Ne oldu Kimseye özellikle elektrik şirketlerine hesap sorulmadı! Komutanlardan hesap sorulmadı! Ölen öldüğüyle kaldı, tıpkı çalışma şartlarının eksikliğinden ölen çocuk işçiler gibi! Ayrıca belediye başkanları yerine atanan kayyumlar işlerine devam ediyorlar. Belediye başkanları da içeride ve ölüme yakın muhalif insanlar inanılmaz bir gaddarlıkla Silivri'de tutuluyor. Bütün bunlar olurken PKK uyduruk bir müsamere gibi güya silah bırakma eylemi yapıyor ve ardından AKP, MHP ve DEM Parti'nin önayak olduğu bir "terörsüz Türkiye" komisyonu kurulma çalışmaları başlıyor. Tüm partiler de komisyona kendi seçtikleri milletvekilleriyle katılacak. Yahu sanki demokrasinin, insan haklarının acayip korunduğu bir ülkedeyiz de Meclis'te bir komisyon kuruluyor ve insanların çalışma saatlerini kısaltmak için çalışacaklar! Bu komisyonun hukuki yaptırımları ne Acaba ülke yanarken "Bakın biz demokrasi ve barış istiyoruz" diye bir algı mı yaratılmak isteniyor Kimle barışıyoruz yahu ülkede cezası sürekli affedilenler ellerinde bıçak, "Bugün kimi öldürse" diye dolaşıyor.

Bu arada Yüksekova ve Hakkâri bölgesindeki uyuşturucu laboratuvarları ortadan kaldırılacak mı Hiç sanmıyorum, bu ne Kürtlerin ne de "Ölürüm bu vatan için!" diye haykıran ve askere gitmemek için torpille çürük raporu alan Türklerin işine pek gelmez. Bir zamanlar işim gereği Hakkâri'deydim. Hakkâri'nin iki büyük caddesi vardı; her ikisi de 15 dakikada yürünüyordu. Başladım yürümeye ve saymaya. İnatçıyımdır tek tek saydım, içkili tek bir yer olmayan Hakkâri'de 15 tane tekel bayi ve gene 15 tane kuyumcu dükkânı vardı. Kuyumculardaki altınları ancak Kapalı arşı'daki çok özel kuyumcularda görebilirdiniz. İran'ın muhteşem altın işçiliğine orada tanık oldum.

Şimdi gelelim işin püf noktasına, AKP, MHP, DEM ve Türkiş Mandela Abdullah Öcalan komisyona illa ki CHP'nin de girmesini istiyor. ünkü CHP günlerdir miting yapıyor ve yurttaş haykırıyor: "Bu ülke bizim!" "Vergilerimiz yandaş şirketlere peşkeş çekiliyor!" "Türk, Kürt, Alevi, Sünni çocuklarımızın gelecekleri yok ediliyor!" "Ülke yanarken saçını tarayan bakanlar istemiyoruz!" "İktidarın rehin tuttuğu tüm dostlarımız için özgürlük istiyoruz!" "Yeter kadınlarımız ve çocuklarımız ölmesin! Ağır cezalar uygulansın! Katiller iki yıl sonra salınmasın!" "Yargıda artık aleni yapılan rüşvetin önüne geçin! En az beş yüz bin liran varsa her suçtan yırtarsın ya da bir AKP'li tanıdığın olmalı!" "Yahu ÖSYM sınavında 500 soruyu da doğru yapan dahi ötesi çocukların kayıtları yapıldı mı"