Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi Devlet Bahçeli'nin Öcalan sevdasından! İllaki İmralı'ya gitmek, Öcalan'la yüz yüze görüşmek istiyor. Sonrası onu kardeş kardeş elinden tutup Meclis'e getirmek. Komisyon filan umuru değil, açıkça dillendirdiği gibi "Ben yanıma üç beş arkadaş alıp giderim" diyor. İmralı Marmara Denizi'nde küçücük bir ada. Bursa'nın Mudanya ilçesine kayıtlı. Geçen yüzyılın başlarında burada üç Rum köyü varmış. Mübadelede tamamen boşaltılmış ve 1935 yılında ülkenin ilk yarı açık cezaevi burada yapılmış. 50-60 hükümlü burada tarım yaparak kendi hallerinde yaşamışlar.
Ada 27 Mayıs sonrası Yassıada'da yargılanan Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın burada idam edilmeleriyle ünlenir, bu kişilerin mezarları oradadır. Mahkûmlar hâlâ orada yaşamaktadır. Ancak ada 1999 yılında tümüyle boşaltılır ve Öcalan'a tahsis edilir. Türkiye'nin Saray'dan sonra en sıkı biçimde korunan ikinci yeridir. Bırakın artık, Devlet Bahçeli İmralı'ya gitmek istiyorsa gitsin! Hatta Öcalan'ı elinden tutup Meclis'e getirsin. Biz de rahatlayalım, o da rahatlasın. Ülke de gerçek gündemine dönsün!
Ah sevgili dostlarım, geçenlerde bir arkadaşım şöyle dedi: "Ülke tam bir batakta ama hâlâ AKP'nin oyları yüzde 25'te, bana biri bunu açıklasın!" Ben de yıllar önce yazdığım bir yazıyı anımsadım. O yazıda AKP'nin neden oy aldığını anlatmaya çalışmıştım. Şimdi biraz ahkâm kesme zamanım geldi. Artık Değirmendere'de oturduğum için randevu almak kolay oluyor ve bir de özellere güvenim olmadığı için devlet hastanelerine gidiyorum, ilaçlarımı yazdırıyorum. Sonra eczaneye gittiğimde görüyorum. Öyle çok insan, öyle çok ilaç alıyor ki şaşırıyorum ve üç kuruş para ödeniyor. Bu bolluk ne Amerika'da ne İngiltere'de var. 23 yıldır başımızda olan AKP iktidarı giderse insanlar bu iş bitecek diye gizli bir endişe duyuyorlar.
Şimdi gelelim bir başka olaya. AKP iktidarının gücü inşaat sektöründen geliyor. Geçmiş tüm iktidarların oy kaygısı nedeniyle tapu verdiği gecekondularda oturanlar ve köylük bölgelerde toprağı olanlar gerçekten ihya oldular. Yeni taşındığım bölgede bunu gözlerimle gördüm, kulaklarımla duydum. Köylük yerde birkaç dönümlük arsan var, bunu müteahhide veriyorsun, o da sana en az altı daire veriyor. Sadece bulunduğum bölgede değil, Ege kıyılarında da tarla verip ev alanların sayısı az değil. Foça'da evinde kaldığım arkadaşımın sitesinde tarla sahibinin 17 dairesi var. Alan memnun satan memnun.
Bir de her ilde, her ilçede açılan üniversite olmayan üniversiteler var. Paralı olanların "bizim kız/ bizim oğlan" biraz eğlensin diye çocuklarını yolladıkları üniversiteler. Bu üniversitelerin otoparklarında lüks marka arabalardan geçilmiyor. Parayı veren düdüğü çalıyor, hem eğleniyor hem de diploma sahibi oluyorlar. Uyuşturucu da bu mekânları çok seviyor. Böylece yaşayıp gidiyorlar, üniversite sahipleri memnun, çocuklar memnun, hocalar memnun şimdi bu düzen değişirse işler biraz karışacak.

6