Tek Başına Kazanmak İçin

İYİ Parti, CHP ile seçimlerde ortaklık yapmamak kararı verdi. Kimilerine bakarsanız, bu durum sandığa olumsuz yansıyacak.

Acaba

İYİ Parti, CHP'nin önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından siyasete kazandırılmış bir yedek lastik partisi olarak değerlendirilebilir.

Ilımlı sağ seçmeni toparlamak savıyla MHP'den kopan küskünlerin toplaştığı, hedef seçtiği merkez sağın bir türlü temsilcisi olamadığı için büyüyemeyen, yeterince yeni taban edinemeyen, özellikle son seçimlerde ve sonrasında iç kavgalarla yıpranmış, giderek eriyen bir parti...

Açıkça söylemek gerekir ki şimdiye değin İYİ Parti'nin bulunduğu noktada durmasının en önemli nedenlerinden biri, Meral Akşener'in toplumla kurduğu sıcak ilişki ve siyaset becerisiydi. Ancak kararlılıkta yaşadığı iniş çıkışlar, hem partisinde hem de kamuoyunda kendisine yönelik ilgiyi yitirmesine neden olduğu söylenebilir.

Dolayısıyla, İYİ Parti'nin inişe geçtiği bir süreçte ittifaktan uzaklaşması seçimlere CHP açısından çok olumsuz yönde etki yapmayacağı söylenebilir.

Tek koşulla:

CHP'nin, ülkeyi büyük ekonomik bunalıma, yoksulluğa ve pahalılığa sürükleyen AKPMHP-HÜDA PAR ortaklığının yarattığı ortama karşı, yurttaşa ülkeyi yönetebileceğine inandırması gerekiyor.

Ortaya koyacağı ayakları yere basan, ezilenleri koruyan, bağımsızlıkçı bir programla ve güvenilir, genç, birikimli bir kadro ile topluma yönelebilirse, 1970'lerdeki Ecevit'in başarısını yaşayabilir. O dönemde AP-MHP-MSP'nin (bugünkü Cumhuriyet ittifakına benzer bileşenler) oluşturduğu Milliyetçi Cephe koalisyonlarının yarattığı terör ortamı ve ekonomik bunalıma CHP, halka birlik, barış ve hakça bir düzen önermiş; adaylarını büyük ölçüde tabandan gelen birikimli gençlerden oluşturmuştu.

Geçmiş seçim sonuçları, Kemal Kılıçdaroğlu döneminde CHP'nin, seçmende, kadroları ve topluma sunduğu sağa yatkın siyaset tasarımı ile ülkeyi yönetebilme becerisini gösteremeyeceği kanısı oluşturduğunu göstermiştir.