Neoliberal politika önermesi

Saray'ın nas anlayışına göre yönetilmesine karşı Merkez Bankası'nın "özerk ve bağımsız olması" seçeneğinin ulusal, kamusal yararlar açısından çok doğru bir önerme olmadığını biliyoruz.Geçen hafta bu köşede, neoliberal anlayışa göre Merkez Bankası'nın bağımsızlaştırılmasının bir emperyalist küreselleşme dayatması olduğunu dile getirmiştik.Bu konuya açıklık getirmek amacıyla Prof. Dr. Aziz Konukman'ın görüşlerine başvurduk.Konukman'a göre, küresel çaptaki sermaye hareketliliğine bağlı olarak bono-tahvil piyasalarına yatırım yapanların varış ülkesindeki getirileri, geliş ülkesindekinden yüksek olduğu sürece, bu gelişler süreklilik kazanıyor. Varış ülkelerindeki merkez bankalarının siyaset kurumlarından bağımsız bir biçimde para politikalarını ve bunun en önemli araçlarından olan faiz politikalarını belirlemeleri anlamına gelen "Merkez Bankası bağımsızlığı", bu tür yatırımların getirilerinin erimesini önlemek için öngörülen garanti niteliğinde. Bu kavram, adeta sistemin olmazsa olmazı sayılıyor. Merkez Bankası'nın "bağımsızlığı" ilkesi benimsendiğinde kaçınılmaz olarak varış ülkesinde bağımsız iktisat ve sosyal politikaların üretilmesi ve uygulanması olanaksız hale geliyor. Önermenin geçmişi de küresel egemenlerin bir uzlaşmasına dayanıyor:"IMF ve Dünya Bankası patentli Washington Uzlaşması'nın yeni ilkeler eklenmesiyle genişletilmiş hali olan, 1990'ların ortalarından itibaren şekillenmeye başlayan ve 2000'li yıllarda uygulamaya konan Post Washington Uzlaşması (PWU) denilen program bu amaçla varış ülkelerine dayatılmıştır. Böylece bağımsız para politikası ve diğer PWU politikalarıyla sözü edilen garanti, yani finansal yatırımların uzun vadede getirilerinin olumsuz yönde etkilenmeyeceği teminatı sağlanmaya çalışılmıştır."Konukman'a göre, merkez bankasının bağımsızlığının savunulması, aynı zamanda sözü edilen bu politikalarla kamucu ulusal politikaların tasfiyesi anlamına geliyor. Bu politika unsurlarının her biri uygulamaya