Sonrası tufan

Geçmişte kendilerine yaşatılanın bir karşılığı olarak intikam duygusuna kapılıp rövanş almak düşüncesiyle hareket edenler, muhtemelen gelecekte tezahür edecek muktedirlerin meşruiyeti için zulüm bağlamında zemin hazırlamak gayretine düşerler. Yine muhtemeldir ki bu durum onlar için hayatın normal döngüsüdür ve kendilerinden hoşnut olmayıp bir de şikâyet edenlerin nankörlüğünün neticesidir. Varlığını geçmişte yaşanan haksızlıklara dayandıranların etki alanındaki şükürsüzlük, nimetin ve tahammülün değerini bilmeyenlere zulüm olarak döner. Böylece insanlar, geçmişte yaşadıkları, sonra giderilmiş gibi görünen haksızlıkların daha şiddetlisine maruz bırakılır ki eski mazlum, yeni muktedir; üstünlük, ezicilik, ayrımcılık ve tanrının tanıdığı fırsatlar bağlamında kendinde hak görebilsin! Önce zulme uğrayanların ağzına bir parmak bal (tercihen Zonguldak Gökçebey Pazarlıoğlu köyünün dünyaca ünlü kestane balından) çalınmalıdır ki bu türden güzellikler mutlaklaşan muktedirden bilinsin! Sonrasında el değmemiş, tanımlanmamış, ağza alınmayan haksızlıklar yapılmalıdır ki kitleler kontrol altında tutulabilsin! 'Benden sonrası tufan' diye düşünebilen, içinde bulunduğu zamanda ele geçirdiği imkânla insanlığı ateşe vermekten çekinmez. Gücün kudretini tattıkça pervasızlaşır, hadsizleşir, insafsızlaşır Kişisel yaşam standardını yükseltmeyi yönetmek zanneder ve kimin kimi ne diye yönetmesi gerektiğini anlamaktan aciz bir halka kendini adeta ilahi bir lütuf gibi yutturur. Hem de elde ettiği imkânın tanrı tarafından kendisine ve etrafındakilere bahşedildiğine inanıp gücünü ilahi bir kaynaktan aldığına cümle âlemi ikna eder. Zaten ait olduğu toplumda devlet düşüncesi bile tanrıya dayandırılır; yeryüzünün hiçbir milletini korumayan, onlara özel yardımda bulunmayan tanrının onlara yardım ettiği, sırasında yeşil sarıklı varlıklar gönderip bir savaşı lehlerine çevirdiği, icabında çoktan vefat etmiş peygamberlerin gelip onların savaşını desteklediği rivayet edilir. pushfn('ads'); Böylece inanç, milletemilletlere has kılınabildiği gibi tanrı da kişiye özel fırsatlar sunan, onun yaptıklarında katkısı olan yani yapmak istediğini onun eliyle gerçekleştiren bir şey olur. "Biz inanıyoruz ki; bize yaptıran Allah'tır" cümlesi toplum yararına çalışmalar yapmak yahut eylediklerinin iyi olduğu sanrısı dolayısıyla kurulmaz. Aslında kime nasıl zulmedildiği, kimlerin iyiliğinin istendiği, kimlere salt kötülük için kötülük yapıldığı bellidir. Herhalde; Allah'ın bir takım insanları ezmek üstüne fırsat tanıdığı ve bu zulmün de hak olduğu inancına müstenit böyle şeyler söylenir. Keza bunun bir süreği olarak hemen herkesi etkileyecek türden zamların yapılması, insanlar için yaşam şartlarının adam akıllı zorlaştırılması geleceğin payidar olacak zalimine yönelik yatırımdan ibaret olsa gerektir. Böylece mevcut şartların kötülüğünden şikâyet edebilen her birey, gelecekte en azından bir müddet için, 'Biz daha olumsuz şartlar görmüştük' avuntusuna sığınıp yeni cellâdına daha bir iştiyakla sarılabilir. Bir yandan yapılanın öyle ya da böyle hak olduğu; "(oku) attığında da sen atmadın,